Buralar,eski buralar değil usta!
Baharları katledilmiş,
Faili meçhul kayıtlarında.
Yaz uğramamış,
Bahçelerde menekşeler yok,
Pencerelerde sardunyalar açmamış,
Gitmek mi istiyorsun,
Git öyleyse.
Nasıl yeniden inanmayı,
Öğrendiysem seninle.
İnanmamayı da seninle öğrenirim.
Boz böceklerle, nemli hücrelerdeki
Ben en çok denizleri sevdim
Çünkü içerisinde yosunlar vardı.
Sonra yosunları çok sevdim.
Renkleri gözlerine benziyordu.
“Gözlerini sevdim”
Allah kahretsin, bir türlü diyemezdim.
Sen,
Çocuklarımın anası.
Soframdaki zeytin karası,
Yediğim ekmeğin mayası.
Türküm seninle başlayıp,
Mahpusluğum senle bitecek!
Hüzün yağsın şimdi gökten,
Ben özlemler büyütürken.
Işığını gönder bana,
Güzel oğlum nerdesin sen.
Karanlığa ateş yaktım,
Umutlarımızı hiç yitirmedik.
Ama,
Umut ettiklerimiz de,
Hiç geçmedi kapımızdan.
Gerçi aç, açık sevgisiz kalmadık.
Ağıtları da yaşadık,
Herkesin yüreğinde bir tavan arası vardır
Çok istediği halde çıkmağa korktuğu
Hesabı olmayan anılarını hapsetmiştir
Bu yüzden buradaki bütün sandıklar tozlu
O güzel gözlere ne çok yanmışım
Aşk diyerek bir yalana kanmışım
Hani seviyordun sözlerin nerde
Meğerse ben çocuk gibi aldanmışım
Hadi git yalan dolan sözlerinle
Ne sen varsın yanımda,
Ne sıcaklığın avuçlarımda.
Tutkularımı rüzgâra verdim.
Üşüyorum!
Şu kopan sonbahar yaprağına bak,
Hikâyemize benziyor...
Nedenini,nasılını sorma
Sevdim,sevdim işte
Anlamadan ve basitçe
Bir kuş yüreği çırpınışıyla
Ateşe dokunur gibi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!