Gözlerin bir asi bir hırçın mavi
Dövüyor kalbimin sahillerini
Yaşarken ömrümün son demlerini
Gönlümde açıldı bahar gülleri
Solma solma sen hiçbir bahar
Ve oğlum,
İkigözüm.
Ben gurbetteyken,
Sıladaki nefesim,sesim.
Ne sevdanı bildim.,
Ne ağıdında gözyaşın sildim.
Gece daldığımda kitaplar arasına
Körsen ve titrek ışıklarıyla
Gider, yüreğimin arka sokaklarına
Küçük, kırmızı bir araba
Dikilir gözlerim sessizce tavana
Oysa artık martılar yoktur havada
Giderken dönüp de ardına bakma
Beklemem elveda istemem hatıra
Yaşanmış ne varsa hepsini götür
Yüreğini, gözlerini bana bırakma
Geceye sessizce dalarım şimdi
Her akşam üstüme çökerken karanlık,
Yalnızdım.
Yalnızlığı değil ama
Gözlerine benzeyen geceyi sevdim.
Yağmurlar ıslatırken ışıklı sokakları,
Işıklar gözlerin gibi pırıl pırıldı.
Eğer gidemiyorsam buralardan,
Bu istemediğimden değil.
Ayrılık rüzgarları sökemedi sevdamı,
Toprağına böyle karışmışım işte.
Oysa biletim cebimde hala,
Hareket saati yaklaşmış trenin.
Bir kuzey pencerem var,
Eski bir saray avlusunda.
Sağımda kadersiz Suzan,
Solumda yaşlıca çığlık.
Ben tazeden badem ağacı.
Göğsüm üzerinde durur haince sancı.
Ne akşamüstleri eve dönüşümüzdeki sevinç,
Ne yeni başlayan günün telaşı içimizde.
Düşen sonbahar yaprağı gibi umutsuz kaldık,
Hayatın bir köşesinde.
Siyahla beyazın arasında,
Grileşen hayatıma,
Binlerce renk tonuyla geldin.
Şimdi, bırak yaşamayı
Düşüncesi bile korkutuyor!
Ya yeniden deniz gri,
Gökyüzüne bir bak baba,
Yıldızım ben sen ağlama.
Bir Özcanım ben burada,
Bin Özcan var kucağında.
Anılara hiç sarılma,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!