efendi müşkülperest
sıkı yumruklar yemiş tarihten
boy aynasında ölçüsüz küçük
varolabilme sevdasına yenilmiş...
adaçayı işgüzar mevsimlerin
Geceler...
bitmek bilmeyen bir çile
ölüm arefesi gibi bir bilmece
Zamana ve onun getirdiklerine
Hazır ol!
Denge bozanlar
Ruh simyacıları
Yara teşhircileri
yoktur senin gözyaşların
ve yakanda silkelenir zaman
göz bebeklerinde
kara bulutlu ufuklardan
arta kalanı paylaşmaktır
aylak martıyla...
turunç mevsim
limon, kaysı, portakal
yeni dişleri çıkmış gülümser
çocuk ağlamış, güler
dikenli güller...
bir ismi olmalı
her şeyin!
saçlarındaki koku sayıp
gülüşündeki hüzne yorarım, yorarım...
kendini onayamaz bazen bildiklerimiz
gerçeğin gözlerini bağla
sabaha uyanmıyor
geceye uyanacak acılar...
yaşama değil
ölüme sunulacak insanlar
Sıcakla başlar...
buhar, nem, damla, yağmur
ırmak, nehir, deniz, okyanus
dörtte biri su içinde
çamura bulanan aşkına
Islan…
ne kadar uzak
yolların kıyısındaki
bir sıla taşıyorum
dünya kadarcık yerde
ne kadar ırak...
gümüş, güneşle buluştu
sıyrıldı elbise tenden
ses akislendi
duru ve kutsal
yürek diye birşey var
yürek diye!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!