akrep çemberinde
yarısı çürütülmüş
yarası çürümüş
ne kaldı...
badire
bırak suya yazmayı
dil kaybolmuştur
virane ve talan...
yenildi dil
kendi kabuğunda pişen
Gecenin koku ve korkuları
Galip gelmiştir. kedere
Ve yeddi emindir ömrüm
Nazlı hercai menekşede
Kendine hakim olan
Islak şehir
Sonsuz isyan içinde
Yankılanan duvarlara
Süzülen kavga
Gönül, yok tasa
Yağma ve bela
çok masum, inanılmaz güzeldi
sevgi dolu gözler
her yer yumuşak saf beyaz
boğaz turkuaz
elimde çitlenbik meyveleri
Kozalaklar ve çam kokusu
yığma tepesinde kinebanın
ufuk çıplak doğar
giyinip gider
yaşanan hiçbirşey
yıkılan, dökülen ve ayakta kalamayan
eski bir, bir ev olmalı
şimdi dudağında yemin
yemin gibisin
sipahi pazarında
biraz sessizlik
değdi
cana can
canana figan
kalp gözümde bulanıyor
Rüyalarıma yazıyorum
pas geçtiğim anları
küfür rahatlığıyla
ve ağız dolusu kusuyorum
senin elinden sindiremediklerim
boz ayı, bal kıvamında günler
yaş olan kurur
solar tazelik
baharın elvedası tırmalar kulakları....
bir isim daha yok sana
kulağın sağır
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!