Ah kadın
Paye biçilemeyecekken tırnağının tekine
Sakız değerinde muhabbetlerde işin ne!
Ah kadın
Hadi anladım onların derdini
Anladım aşkımız akraba evliliği,
Neresine el atsam sakat...
Anız yakanlara...
Bir tarla faresinin gözünden!
Başımı topraktan kaldırır kaldırmaz kuru bir dal parçası gibi yanan yılanı gördüm. Etrafı sarıya çalan beyaz bir duman bulutu kaplamıştı ve hızla bana doğru ilerliyordu. İlk başta ne olduğuna anlam verememiştim lakin çok geçmeden anlamıştım.
"Anne! " mukaddes bir varlığı belirten bu kelime hangi dilde, cümlenin neresinde olursa olsun büyük harfle başlamalı!
Ve ölür aralık,
Haziran güneşine hasret...
Binlenmiş yıllara, bir yıl,
Yıllanmış bedenimize, bir kırışık...
Sonlara başlangıç mıdır?
Aşk; sahip olamamaktır çünkü insan sahip olduğu hiçbir şeye aşk duymaz.
Aşk terennüm eder mi;
Kırk kez anılınca?
Ya da insan aradığını bulur mu;
Kaf Dağı’nı aşınca?
Aşk mı Bayım!
Aşk mı! Lütfen saçmalamayın bayım. Aşk, aşk, aşk...
Evet hatırlıyorum, ilkkez kutsal metinlerin nazlı sayfalarında sonra birkaç şairin büyülü mısrasında denk gelmiştim, o yitik duyguya. Daha sonra da insan denilen mahlukların ellerinde kirletildiğini gördüm!
Aşıklık adı altında tüccarlık, aşk adı altında ticaret yapanları gördüm! Kirletiyorlardı bayım, kirletiyorlardı! Aşkı şehvetlerine, basit çıkarlarına alet ediyorlardı! Ben aşka inanıyor muyum bayım?
Evet inanıyorum!
Annenin kucağında, kuşun gagasında, çocuğun gözlerinde, tabiatın her zerresinde... Saf ve temiz kalmış her yerde! Bunlar da olmasaydı bayım helak olurduk! Siz de kirli ellerinizi çekin üzerinden, aşk diyorsunuz lakin görüyorum aşkı kirletmek için salyalar akıtıyorsunuz! Ahmaklar aşık olamaz, siz de ahmaksınız!
Yalandı tüm gitmelerim
Bakma mağrur durduğuma
Ayrılığın acemisiyim
Beceremem!
Senlik denizde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!