Sevdalarımız bile kaçaktı
Gâh bardağımıza dolar,
Gâh tütün kokar,
Gâh binbir hudut aşar...
Oysa çocuktuk,
Sevmeyi bile heceleyememiştik,
Eski zamanlardan kalma yıkık dökük bir kahvehane... Sıcak çay kokusunun dört bir yana yayıldığı, bir grup sineğin şekerlere, çay bardaklarına dadandığı bir kahvehane...
Sineklerin ardına veren çocuğun muzaffer komutan edasıyla çaycıdan mükafat bekler gibi öldürdüğü sinek sayısını haykırması gibi komik bir kahvehane...
Kahvehanenin her yanına sinmiş hamalların sararmış çay bardakları gibi duran hayalleri ve bin bir tereddütle çay istemeleri kadar trajik bir kahvehane...
Sinek avlayan çocuğun hamallar tarafından masaya çıkartılarak çaycı aleyhinde dökülen politik söylemlerini dinlerken gaza gelinip alkışlandığı, çaycının kaç sinek oldu seslenişi ve 72 sinek Memoş abi edasıyla biten söylem gibi trajikomik bir kahvehane...
İşte böyle bir kahvehanenin köhne bir köşesinde tahta tabure üzerinde unutulup gitmek istiyorum!
[Kahvehane]
Kanser illetinden ne farkın var, ey yar!
Bir iken bin oluyorsun beynimde
Sualsizce çoğalıyorsun yüreğimde
Ölümüm olursun her düşünüşümde...
Kapitalist zaman aralığına denk gelen insan, tabiatı tek yönüyle örnek aldı. Ya av ya da avcı olmak! İlk seçeneği pek kimse tercih etmedi. Büyük çoğunluk ise acımasız birer avcı olmak için bütün seçenekleri zorladı. Gönlüne taş dizen, dilini bileyen, gözlerine nefret eken, elleriyle keder saçan insanlar türedi. Yani profesyonel avcılar... Hesapta olmayan tek bir şey vardı; yavaş yavaş tükenince avlar, kendilerini avlamaya başladı avcılar!
Haritadan silinmiş bir kentsin,
Doğal afet değil, doğal nefretler sebep!
Kent sorgulanır
İfşa edilir kuytu sokak
Hançerlenir köşebaşı
İkiye bölünür yol
Kimsecikler konuşmaz
Kimsecikler bilmez bendeki seni.
Bir şeylere ad koymak
Ayaklarına pranga vurmaktır
Ondan isimsiz, kimliksiz şiirlerim
Belki de kimsesiz
Anlamaktan çok; anlamlandıran, adlandıran
Kırık bir dalım
Hiçbir bahar fayda eylemez
Ne gül ne de bülbül
Derdimi kimseler bilmez
Rengarenk kuşlar, yeşil yeşil yapraklar
Korsan basım kitap misali...
Tam mutlu olacağımız vakit, ya sayfa eksik ya da yazı silik...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!