Dalıp, ormanına bakayım dedim,
Düzgünü ne gezer, kurt'suz yok gibi.
Midemiz bulandı kusmak istedim,
Her taraf kokuyor sanki bok gibi.
Anlık ihtiyaca koşan koşana,
Yüreği ateşe, aşkı nar'ına,
Yandırayım gönül seni.
Budak budak gül dalına,
Kondurayım gönül seni.
Çık sevdanın durağına,
Daha yedi yaşına varamadan ölen,
Bir kız bilirdim Hiroşima'lı,
Tutuşmuştu saçları,
Ve yanmıştı gözleri...
Olup biteni kavrayamadan daha,
Uçuşturulmuştu havaya külleri,
Şaka gelebilir sana,
Şaka değil oysa,
Alamıyorum yüreğimi sevmekten seni,
Delicesine yönelmişki ve sana meyletmiş,
Ilık bir coşku,
Aha sol derininde...
Güneş gitti ve gün bitti,
Yüzüne ay doğdu,
Kalbimi ateş boğdu,
Gün bitmeseydi,
Güneş gitmeseydi,
Ölüm Allah'tan gelir,
Varlığına dayanamazken yareli kalbim,
Seni yok saymaya dayanır mı ki.
Şamarın yetmedi üsttede Şelp'in,
Seni Hak duymaya dayanır mı ki,.
Söküp atamadım yari içerden,
Nerede ki ellerin,
Tutmaya arıyorum,
Tutamadın ellerimi
Ve avuçlarım boş.
Nerede ki gözlerin,
Hayat ağacının yapraklarıyız,
Kimi erken kimi gecinde düşer,
Bakan bu gözlerin kirpikleriyiz,
Kimi erken kimi yumunca şaşar,
Baharda düşenin acısı buruk,
Ömür sürecinde,yıl altmış oldu,
Geldi geçti günler bilemedim ki.
Dertlerime katmer dert katmış oldum,
Aradım dermanın bulamadım ki.
Sis kaplamış düzüm, dumanlı başım,
Seni aradım bozkırlarda,
Gözleri yeşillim,
Ne çiğdemi kaldı ne sümbülü,
Ne nergizi,lalesi ne de gülü,
Hatta çayıra çimene,
Sormadığım kalmadı,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!