Sana;
Suyu hiç içilmemiş pınarlardan su getirdim,
Hiç söylenmemiş sözcüklerden şiirler yazdım,
Kirlenmemiş karlardan kartopu yaptım,
Kime saklıyorsun kendini....
Benim aşkım artık ikimize yetmez oldu,
Sen de öğrenmelisin sevmeyi,
Hüznü nasıl öğrendiysem ben.
Üstelik tenin de gerekmez bunun için
Tutmasan da olur ellerimi
Sadece, gözlerime baksan
Elimde resmin, yollara düşmüşüm;
Tanıdığıma, tanımadığıma
Seni gösteriyorum.
Görsün istiyorum, tüm dünya
Narçiçeğimi.
Ve, herkes bilsin,
Hani bensiz olmazdı;
Hani biz geçmezsek önlerinden
Baharda,
Erguvanlar açmazdı.
Ve el ele görünmezsek
Mehtap çıkmazdı;
Ne zaman
Boğaza düşse yolum,
Çengelköy’de hüznü,
Yeniköy’de akşamı
Hatırlıyorum.
Sonra da
Ya aşk şiirimizin şairi usta değilmiş
Ya da, atamadık içimizdeki
Asırlık hüzünleri
Belki de kurak geçmişti sonbahar
Ve sonuçta,
Sahipsiz aşkımız ortada kaldı.
Bazen bir rüzgar eser;
Boğazın düğümlenir,
Gözlerin nemlenir.
Bazen, bir rüzgar eser;
Şarkılar tutarsın,
Ayrılmaz kapılardan gözlerin.
Her rüzgar estiğinde
Seni selamlar tüm başaklar.
Sen geçeceksin diye
Bütün bahçelerde
Orkideler açar,
Aşkımı sana dillendirmek için.
Kirpiklerinden
Benim yaşam pınarlarımdan
Son kez öpeceğim seni
Sanki zehir içer gibi
Sonra da
Öleceğim
Sen mi çok duygusuzsun,
Yoksa şiirlerim mi?
Her şiirde
Biraz daha uzaklaşıyorsun;
Şiirlerim bozuyor galiba seni!
Düşünüyorum;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!