hani mahallemizin ortasında
kocaman bir dut ağacı vardı
hatırlar mısın?
hani bir saklambaç
kovalamacasında
uçupta kafa attığım
kelimeler dökülüyor
parmaklarımdan,
her satırında biraz daha acı
biraz daha elem
suskun bir dünyanın bekçileriyiz sanki
acıya yontulmuş keder günceleri tutan
Nefesimi kesiyor yokluğun
Yıkılmış kent ölüleri arasında
Yersiz yurtsuz bir berduş gibi dolanıyorum
Günlerdir gecelerdir.
Kelimeler küstü bana
Cümleler kifayetsiz
yeşil çam ağaçları
masmavi deniz
ve bir de saçlarınının kokusu
yaşamın
en güzel anlamı
yüreğinin sıcaklığına
sus ne olur, kanamasın
içimizdeki yara;
yaşamın keşmekeşliğine
dalıp gitmişken
ve hödükleşmişken yürek.
sevme ne olursun!
ve sen ey gül yüzlüm
yaşamın ve yaşanmamışlıkların kıyısında
dudaklarının tuzunu hissederken
esen bir sam yeli gibi nefesin
kesiliyor ayaklarım yerden
ansızın
ankara kar altında
ankara soğuk
ve akşam haberlerinde
eski bir devrimcinin ölümünden bahsediyor
haber sunucuları,
akşam ayazına yakalandım ben
Gecenin en sevda yarısında
Deniz kızının düşüyle
Sarsıldı bedenim
Umut denizlerinde
Sevda avcısı gibiydim,
Kederle demlenmiş bir akşamın
Tozlu raflarında sararmaya yüz tutmuş
Bir sevda sayfası gibisin,
Biraz lavanta ve birazda kurumuş nergis
Kokardı ellerin
Karanlıktan korkmuş
Bir çocuk misali,
Geliyorum kollarına.
Yüzyıllardır ayrılığında
Yanmış yüreğimi
Açıyorum sana
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!