Bardağına çay olam.
Yudum, yudum iç beni..
Faytonuna tay olam.
Adım, adım geç beni..
Dur hele, etme telaş.
Her yüze gülene kanma.
Diyor içimdeki şu ses...
Seni düşünüyor sanma.
Diyor içimdeki şu ses...
İşi düşen bulur seni.
Gönülden sevmiştim seni
Gönlümü kırıp da, gittin...
Aşkından oldum serseri
Kalbimi kırıp da, gittin...
Kaçıp gittin yaadellere
Hasret bağında gençliğim soldu.
Sevsen ne olur, sevmesen ne...
Ömür saatim, kasımı buldu!
Gelsen ne olur, gelemesen ne...
Geceme ay'dın, ömrüme güneş
Felek şahindi, ben garip serçe
Kesti yolumu, kaçamıyorum...
Vurdu soluma derin bir pençe
Aldı canımı, uçamıyorum...
Güneş idim, kul etti yıldıza
Bir efsane yazacaktık seninle
Kalemi elime veripte gittin...
El-alem imrenecekti yeminle
Defteri ateşe seripte gittin...
Bülbül olurdum kendimce dalına
Sözlerinle ağlattın gülüşümü.
Sevginin zulümden kaldı mı, farkı...
Gözlerinle kararttın güneşimi.
Sevginin zulümden kaldı mı farkı...
Aydınlık bahtıma, sürdün karayı.
Bu derdimin çaresi, yalnız sen de
Sen anlamazsan, söyle beni kim anlar...
Gülüşün olur, ecelime perde
Sen anlamazsan, söyle beni kim anlar...
Kader sürdü, anlıma karasını
Eylül zamansız vurunca,
Vurup goncanı kırınca
Bir de zemheri sarınca
Mevsimden hesap sorarsın...
Dert pınarın sert akınca
Değer verdim, yanıldım
Kızgınlığım kendime,
Bir dal gibi kırıldım,
Suskunluğum kendime...
Yalnız "o"na meyildim.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!