Gündüzün siyahından ufka karanlık çöktü,
Dile düşünce ahlar! Zaman boynunu büktü.
Ey yüceler yücesi, gayr-i dilim lâl oldu,
Nefesimin nârından bağrıma bir hâl oldu.
Bir sevda yükünü vurdun sırtıma
Umutsuz çaresiz bekler dururum
Derman bulamadım gönül yarama
Bağrımı hicranla süsler dururum
Bu dünya malını neyleyim sensiz
Gözlerin gül bahçesi, her çiçekte kokun var
Anladım yıllar yılı, aradığım sensin yar
Özledim çok özledim, gel dizinde öleyim
Ses ver artık sesime, neredesin sevgili yar.
13/01/2015-ELAZIĞ
Bir hüznün girdabındayım yine...
Dilimde sükut, gönlümde keder,
Kulağımda gecenin çığlıkları,
Beynimde cam kırıkları...
Zaman yorgun, mevsimler küs bana.
İçimdeki fırtına,
Yangını körüklüyor.
Aklımı ayaklarım,
Peşinden sürüklüyor.
Zihnimde bir kaç satır,
Kaç yıldız kayıp gitti ellerimden kim bilir,
Kaç sevda akıp gitti yüreğimden kim bilir.
Anılar gözlerimden bir meçhule savruldu,
Kanayan bakışlarım hülyalarda can buldu.
Kimseler sormadı "halin ne" diye,
Sözlere ne diyem, diller vefasız!
Bir yangın kalırken senden hediye,
Küllere ne diyem, yeller vefasız!
Bağrımda dinmeyen bir ataş yanar,
Boğazımda düğüm düğüm hıçkırıklar,
gözlerimde bulut bulut şimşekler çakıyor..
İçimden kopan her duygu kırıntısı,
bıçak gibi saplanıyor yüreğime.
İçim kan ağlıyor, bağrım yanıyor...
Hangi güle elimi atsam,
Geçirdiğim maziyi yeni günlere sordum
Baktım solmuş resimler içten ağladım durdum
Dökülürken yılların hüzünlü yaprakları
Kurudu gönül bahçem yok artık yarınları
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!