yaşamın pervasızlığını
sıralayınca
şu koca kentin ortasında
yalın yalnızlığıma küstüm
gün batımında yükselen sesleriyle
kuşların kulaklarını çektim
seni düşündüğüm zamanlarda
-hani o karşında buz kesilip de
konuşamadığım zamanların dışında-
kalbimin etrafında dolaşan
hafif, tatlı bir acı hissediyorum
bazen bu acı hoşuma gidiyor
nicedir hasret yüklü kızıl gönlüme
yanarım
yaralarımda ağırım
bir şiir kitabı sayfaları arasında
kırmızı kurumuş gül yaprakları
kendimin hayali
-kardelen güzelliğine-
kendim kapılıyor
kendimle seviyor
kendimi kandırıyor
kendime yanıyor
ümitsizdim dalıp gidiyordum
birden o sımsıcak yıldız parladı
öne eğilen başım yükseldi
kendiliğinden giden ortama bıraktım
kendimi…
kendi kişiliğini gösterdi ve güldü
sen bu toprağın en güzel ezgisi
sen Anadolu’nun gizemli tarihi
sen eşinin sevdiği
sen kadınsın
Kadınımsın
ne zaman sarılsam geceye
ne zaman kucaklasam geceyi
ne zaman düşünsem gecede seni
o an içim bir hoş oluyor
gözlerim doluyor
gizemim olmuştun
zaman
herhangi bir vakitti
gizemliliğini çözüyordum
mekan
herhangi bir dört duvardı
sabahları uyandığımda
gözlerimde gün ışığım oluyorsun
bu kentin yollarını yürüdüğüm
her sokağında
adımlarım oluyorsun
yüreğimde kuşlara kanat çırptıran
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!