çıkmaz bir sokağına girdiğimde
benliğine seslenebilmek isterdim
özgürlüğüne hasret bir tomurcuğun sevinciyle
tenini solumak isterdim
ve güzelliğine kapılarak
sarılıp ayın matemine
geç vakit pencere önündeyim
içimde inleyen namelerim
yıldızlarla biten gecelerim
ve her gece uyku yerine
gözlerime seni ekerim.
hani o bir zaman
türküler söylenirken hep sen vardın
gözlerim
saçlarının şekilleriyle oynardı
gözlerinin rengi benliğimde dalgınlığım olurdu
koltuğunda oturmuş yağmuru seyrederken
sokağın köşesindeki simitçiyi
hissedebilir misin?
yatağında sıcak teninin duygusallığında
soğuk sinirlerle bakışlarını tamamlayan
çöpleri kurcalayan çocuğu
anlam veremiyor
ne olduğunu bilemiyorsun
bazen vücudun olduğu gibi yere yapışmış
bir de bakıyorsun
sadece kafan kıskaca alınmış
oysa ayağın bacağına değiyor
ayrılığa
içli içli içini çekipte
kirpiklerinin
gözkapaklarındaki
nemli kar tanelerini algılayamaması
ne acıdır DOSTUM
hep bu geç saatlerdir
uykumun kaçtığı
nasıldır bilir misin?
bir balığın ağzına takılan oltanın
son çırpınışındaki verdiği acı his
bir ben bilirim o acıyı
insanların hep eğlendiği
güldüğü
gününü gün ettiği
hüzünlenmediği
kederlenmediği
ağlamadığı
gün neden aydın
gece neden kara
neden bu hep zıtlıklar
Akdenize karaları bağlayan
Karadeniz misali
yapılan her hatanın,
bütün perspektifinin portresini çizmekle
bitmeli yaşam
değişik ve bütün güzellikleriyle,
o anın verdiği özlemle
devam etmeli yaşam
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!