Uykularımı bölen kabusların bittiği,
Peşimi bırakmayan şansızlığın gittiği,
Sabahleyin erkenden horozların öttüğü,
Pırıl pırıl günlerin gelmesini isterim.
Uzun yıllar hasretim bir söğüdün dalına.
İnleyen neyin sesinde,
Şarkıların güftesinde,
Leylakların gölgesinde,
Sanki seni görüyorum.
Kırılmış kuru dallarda,
Gözlerimi kaparsam,
Hep seni görüyorum.
Yürüdüğümüz yollarda,
Şimdi tek yürüyorum.
Gezdiğimiz yerlerde,
Anılar arıyorum.
Huzuru Mahşere vardığın zaman,
Sana bu dünyadan sual sorulur.
Hayrını, şerrini belirtmek için,
Hatasız ölçecek mizan kurulur.
İki göz vermiştik nelere baktın,
Bir kez baksan gözlerime,
Zaman büsbütün dururdu.
Ne zaman ki bana gelsen,
Dünyalar benim olurdu.
Bahar seninle güzeldi,
Bu sevdanın çilesini,
Yıllar var ki çekiyorum.
Naz sandığım hilesini,
Yeni yeni çakıyorum.
Ben koştukça o kaçıyor.
Şanlı tarihimizde,
Bir ulu çınar Kerkük.
Şimdi alev içinde,
“Mum kimin” yanar Kerkük.
Arar her geçen günü,
Çekemem kimsenin cilvesin,nazın.
Dinlemem sesini akortsuz sazın.
İnsanı çıldırtır sıcağı yazın.
Ormansız,pınarsız köye kızarım.
Hiçbir şey olduğu yerde durmuyor.
Bin bir ümit ile bugüne kadar,
Kanla suladığım güllerim nerde.
Nisan yağmurunda zevkle gezdiğim.
Issız sokaklarım. Yollarım nerde.
Nerde bu toprağın o eski süsü,
Yarış başlamadan mecalsiz kaldım.
Arkamda dikilen dağlar nerede.
Artık kolay düşmem dersimi aldım.
Rotasız uçtuğum çağlar nerede.
Kimlerin kurbanı oldum bilemem.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!