Bakarım her yer duvar,
Önümde engeller var.
En güzel pazartesim;
Kulvar üstüne kulvar !
Düşümde yeşil eksik,
Cânlara ki, cânan lâzım; topraktan ve kitaptan,
Sür gemiyi çay sarhoşu; kalbi aşk yüklü kaptan..
Neyimiz vardı sanki; bir çay ile bir simit,
Lâkin umut doluyduk, çok şükür ki son limit...
Gerçek zenginliğimiz umuda sarılmaktı,
Umutla gülen gözler hem capcanlı hem paktı...
Bil ki, Hâk ile bâtılın savaşıdır bu;
Tüyü bitmemiş yetimin gözyaşıdır bu!
Hastalık, dert, keder hepsi;
Ne gelirse Allâh'tandır.
Hüzünlenme boşver ye'si;
Çileyi veren Rahman'dır...
Boşver âlem ne derse der;
Virâne mâsivâyı elim tersiyle itsem,
Eshab kehf gibi bende alsam başımı gitsem...
Ölümün kucağında çırpınan insanlığa,
Arşın şark gölgesinde makbul bir duâ etsem...
Yol kısa, emel uzun;
Nefsim akıllansana...
Yemeğe yok mu tuzun?
Gel Allâh'ı ansana...
Bir gün olur ölürsün,
Bıraktım ben zamânı huzurun sıcağına,
Sevgi demlenir kalpten; sonsuzluk ocağına...
Her zînayı, bir alev topu gibi görseydin;
Cehennemi unutup yine de bakar mıydın?
Masivâya set çekip, zikrullâhı örseydin;
Kendini bu derece haramla yakar mıydın?
Belli ki, zirveden yeniden doğuş,
Öyle bir doğuş ki; yârına uçuş...
Zaman, mâziye takılı kalırken;
Âtî'ye sarılmış uçuyor son kuş...
Mâziden âtîye doğru bir duruş;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!