Hani derler ya; dağ dağa kavuşmaz,
insan insana kavuşur diye...
Kavuşmak nedir sizce?
Size Allâh'ı unutturan kişiye kavuşmak vâr olmak mıdır iyice?
Bırakın giden gitsin; kalan kalsın...
Kapımız herkese açıktır demeyin bence!
Hee bide bugün anneler günüydü. Ne bileyim, benim için hergün anneler günü, belki ondandır; onu bir güne hapsetmeyişim. Böyle bir şey zaten adaletsizlik olurdu. Ben her nöbet çıkışı ilk onu ararım, gurbette elimden tutan olmasa da, annemin sesini duymak benim nefesim. Çünkü, etrafa baktığımda yanımda kimsecikler yoktu; anneme baktığımda ise elimden tutuyordu...
Gelin bir günü değil de, her günü anneler günü yapalım, onları üzmeyelim, sonra birgün kaybettiğimizde pişman olmayalım.Yüce ahlâk timsâli Âlemlere rahmet'in söylediği gibi; "Annenin ayağının altını öpmek, cennet kapısının eşiğini öpmek gibidir" değerlerini bilelim...
Selâm ve duâ ile...
Millet unutmuş gıybet günahını
Bakmış başkasının ayıplarına
Takılmış dinlenen masum türkülere
Günahlar alırken, kalpler de kırmış...
Zillet, ahir zaman, olur elbet herşey
İnsanoğlu dünyâda emel ve isteklerine kavuştukça hayata daha bi sıkı bağlanıyor; dünyevî heveslere dalarak azgınlaşıyor ve hiç ölmeyecekmiş gibi yaşıyor. İnsan dünyâda kaybettikçe âhireti hatırlıyor. Bunu yüce Yaratıcı fıtratımıza yüklemiş. Demek ki hep kazanmak değil kaybetmek de gerekiyor...
Bazen kaybetmek kazanmaktır. Hem değil mi ya, kaybetmek de bir şeyler kazandırmasaydı; kaybetmeyi yaratır mıydı Sonsuz kudret Sahibi... Elbetteki kazanmak güzeldir fakat 'kaybetme' serüveni içindeki saklı mücevherâtı bizlere sunan yüce Rahmân'a sonsuz hamdü senâlar olsun...
Serâbın çoktur fakat; sen gerçekte azımsın!
Ateşe yağmur gerekse, bana sen lazımsın...
Bataklık deryâsında yüzenleredir sözüm;
Pislikten kurtulmanın vakti değil mi gözüm?
Yalan narâlarıyla meşk ile coşarsın ya,
Çığlıkların biçâre, ateşe koşarsın haa!
Bu divâne hâl nedir söylesen.. neyin nesi?
Ey cehâlet otağı, ey bataklık teknesi!
Bir köpeğin susadığı gibi susayacaksın,
Bir pislik yağmuruna düşüp kirleneceksin,
Hayvan olsan keşke, berbatlığa düşeceksin,
Sen taşındın, sen kaşındın, yine sen aşındın...
Çamurdan yaratıldık; bu cân bize hediye,
Bir meni nutfesiyken, kibir benim neyime...
Neden başım yukarda, eğilmem ki secdeye?
Her dem ensemde makber, bu rahatlık ne diye...
"Ve Selâm Gönderiyorum Gecenin Zifirî Kuytu Karanlığına; Dünyâmın Aydınlanmasına Usul Adım Yaklaşırken..."




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!