Kırık bir turna kanadına,yükleyip
Yele verdim.Aşk-ı mecaziyi.
Hiç soru sormadan yere çaldım.
Sevginden gayrı,her şeyi...
Kırılmış bir aynayla konuştum,
Her parçasında ağlayan bir adam.
Bir garip yolcuyum...
İşte geldim, işte gidiyorum...
Bir beşik, bir mezar...
İşte ikisi arası hayatım...
Ha öldüm ha yaşıyorum
Bir merhaba, bir elvadaya,
Atatürk stadı..
Fener cimbom maçı..
Akın akın insan seli...
Sanki mahşer yeri...
Kıyasıya bir rekabet....
Kıyasıya felaket....
Yalın ayak...
Gözler mahmur çıktım yola,
Seni sordum;
Yıldızlara,seni sordum nerdesin? sen,
Darmadağın dünya,adalet ararken yine
Söğütten esen rüzgara,türkü yazdım ben...
Ben bir yanardağdım gülüm,
Lavlarım saklıydı dilimde.
Gece efkara gebeydi.
Ve efkar ölüm kadar peşimdeydi.
Yokluğunda küfretmişim yedi düvele.
Köz olmuş bir sinenin,
Yangına nazarı işte bu!
Sensizlik denen hasretin,
Sadece isimsiz adı bu!
Merhametin kaçıncı suskunluğu,
Dökülüp duran ak düşmüş şakağıma,
GİDENLERİN ARDINDAN 2
OYSA HAYAT KOSKOCA BİR ŞİİRDEN İBARETMİŞ
İşaret parmağımın,
Resmini boşluğa çizdiği,
Ümitsizlik vurmasın, yüreğine kelepçe,
Yarınlar elbet elbet bizim olacak....
Bülbül kavuşunca gül sevdiğine,
Yüreklerde elbet güller açacak.
Kalmasın karanlık sıyrılsın perde perde,
Yağmurlu ve sisler ardında bir ülkenin,
Uzak diye anılan,diyarından gelmiştik.
Tezek kokusunu ve seni,
Anadolu diye sevmiştik...Hatırladın mı...?
Şizofren bir kurgu değildi bu yaşanılanlar.
Ve hep ellerimin titremesine sebepti
Hani bir titreme alırya,
'Sakarya Türküsü''de Necip Fazıl'ın,
Hani 'Ölünün odası'nda ürperir ya için,
Hani'Mihriban'ın;
Sarı saçları dolanır ya deli gönüllere,
Hani zindandan;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!