Bu öyle uzun bir şiir olmayacak gülüm,
Sadece Seni seviyorum diye;
Yazıp geçeceğim mısralara.
Geceler büyüyecek koynumda,
Bir mum alevinden geriye,
Sadece gölgem kalacak.
1.
Çığ düştü gecelerime uyuyordum,
Gözlerimi açtım,yanımda sen yoktun,
Yaralandı yürek güller soldu,
Anlıyacağın;
Kar hapsine müebbet yemiş,
Asi bir poyraz sesinde.
Gecesine çığ düşen bir adamı anlatır dağlar.
Oysa koca hayatın özetiydi tüm yazılanlar.
Yetim kalmış masum bir çocuğun,
Bu ilk ağlaması değildi.
Kalemimim küs hala mürekkeple
Sayfalarımda binlerce soru işareti.
Hayatın yüklemi en başta
Özne cansız,zamirde kan(!)
Başımı vursam taşlara,
Gider mi? bu buhran...
Yıldızı hiç olmamış,
Tecrit içinde bir otelin.
Numarasız odasında,
Kirli çarşafında tel örgüsü,
Ak düşmüş saçlarında,
Yılların törpüsü.
Kırık bir zamandı,
Geceydi hazirandı.
Dilimde senin adın,
Tükenmez bir duaydı.
Hoş geldin...
Ey benim ruhumu;
Evet....
Demek şimdi evleniyorsun....
Koparıp, en körpe duygularını,
Bir kenara atıyorsun,
Demek buruşturup resmimi,
Bir mum alevinde yakıyorsun.
Gece ıssız....
Bir o kadarda soğuk,
Bir mum aydınlığında oda,
Sıvası dökülmüş duvar,
Duvarda küçük bir örümcek,
Yatağına uzanmış yatıyor adam,
Buruk bir tebessümün
Hıçkıran yalnızlığında.
Mavilerin, sürgün oldu gönlüme.
Oysa ben,seni koymuştum hep,
Yürek sazımın hicran nağmesine...
Sevgilim...İstanbul’um...
Uzun bir düşün ardından
Yazıyorum sana bu şiiri,
Bir mum aydınlığında,
Mahpus bekler kalemle,kağıt...
Kulağımda son senfonisi,
Omzuma çöken yalnızlığın
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!