Ana rahminden düştüğüm günden beri,
Bilmezim sanırdım seni,
Hep özlermişim, kulağıma okunan ilk ezandan beri,
Aklımın sana erdiği ilk andan beri,
Düştüğüm kuyunun derinliğini gördüğümden beri,
Özlüyorum, dünya ateşim söndüğümden beri...
Gel de umudun diri duran nabzını kalbimde dinle,
Kulak ver göğsüme, sükût ile başını yasla gönülden.
Kalbimin senin için söylediği şarkıları dinle,
Ağlamakta çare değil ki ne gelir elden?
Gel de bende sen olan mısraları dinle,
Kadere inan,
Kaderin sahibidir seni yaratan.
Yolu seçen sen, yürüyen sen,
Sonunda, bekleyendir seni yaratan.
Bir kara sevdadır benim memleketim;
Herkesin isteyip de alamadığı,
Peşinden koşup kavuşamadığı,
Uğrunda kalkan kılıç salladığı,
Bir yârdir benim memleketim.
Seni düşündüğümüz her an,
Tüylerimiz diken diken yetiş ya Resulullah!
Gözlerimiz doluyor, yokluğunda üşüyoruz,
Şefkatinle sar bizi ya Resulullah!
“Kün” emriyle havada nur saçan bulutlar var,
Fezadan yeryüzüne yansıyınca gözleri kamaştıran ışıklar...
Geceden anlam verilemeyen en güzel muştu var.
Kâinata neden olan yârin gelişinden,
Garip düşen yaşların umudu var.
Bir olan Allah var, duydunuz mu?
Anne vermiş gördünüz mü?
Ayaklarının altına cennet koymuş, bildiniz mi?
Bir olan Allah var;
Meyve vermiş, yediniz mi?
Nasibim kadar sevdim seni,
Özlesem de insan, kadere boyun eğmeli,
Seven dua ile kalbini teskin etmeli.
Kısmetim kadar gördüm seni.
Görmek istese de o gözler,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!