Toplanmış yan yana, kurulmuş yedi düvel,
Neredeyse dünyadaki tüm güce bedel,
Akıllarınca edecekler vatanı parsel parsel,
Bilmezler ki bu milletin vatan sevgisini;
İşte başladı geliyor binlerce aklıevvel.
Yürüdüğün yollarda varsa kasvet,
Sıkıntıdan huzura oluyorsan hasret,
Kimseden bulamıyorsan mesnet,
Yeter ki hayrın anahtarı olan dua ile sabret!
Ruhunu temizlemeden olmaz elbet,
Seversin sevdiğini güzel bir eda ile...
Bakarsın yay kaşlı,
Özenle yapılmış bir sanat ile...
Dalarsın gözlerine,
Akar içine saadet ile...
Tutarsın ellerini,
Karalar bağlama gönlüm,
Hayat işte arada yapar böyle,
Mutluluk da hüzün de bölüm bölüm...
Kim bu dünya hayatında hep gülmüş ki?
Hayat kimine acı, kimine zulüm...
Merhaba sevgili,
Yine ben...
Tüm çıkmazlardan çıkan deli,
Ne hissettiğini bilmediğin ama hiç vazgeçemediğin biri...
Karanlığın çizgisine koymuşlardı seni,
Gelmez oldun be sevgili,
Ölüm bile geldi, sen gelmez oldun.
Zaman gece yarısı, saat örümün son dakikası,
Laleler soldu, kırmızı gülün dikenleri kurudu;
Eller beni tabutta taşır oldu, sen gelmez oldun be sevgili.
Senden ricam, bir daha geri dönme!
Ne kalbim layık sana,
Ne de ben değerim kıymet verdiğin sevdamıza.
Belki en çok seven bendim ama,
Bu gelgitler diri diri koydu beni mezara.
Geldim sana ey hilalim!
Geldim kardelenim.
Soldum kısaca nefesin,
Gördüm arzı endamın,
Hissettim kalbin...
Dünyayı etme kendine cefa,
Yarınların hesabıyla etme kendini heba,
Ne Sultan Süleyman ne Firavun hükmetti!
Biri imanlı diğeri imansız gitti.
Burası fâni bir heves,
Zannetme ki senin hükmün,
İnsan mahkemelerinde,
Tüm sevabın günahın mizan terazisinde.
Önce Azrail biter ensende,
Ruhun alır, bedenin ölüm kelepçesinde.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!