Hissetiğim gibi,
Kalp sesinin verdiği akustik gibi.
Hayallerimden sıyrılmış sen gibi.
Korkuyorum , kanatlanırsın diye.
Koyuyorum göğsüme, uçmayasın diye.
Cılız sokak lambasının aydınlattığı kaldırımda yürüyorum.
Aklımda,
kurdeşenleri kağıda dökmek var.
Kalmadı endam-ı medeniyet
Sürseler bizi denizlere doğru
Kuşlar ötmese, ağaçlar küsse
İnsan kavmi yok hükmüne bürünse
Geçer ince patikadan sükunetle Adem
Ilık bir akşamüstü,
Geçiyordum ahşap evinin önündeki kaldırımdan.
Sürtünüp de geçince yanımdan,
Titreterek ürperttin, kıl köklerimle beraber benliğimi.
Metin dayı anlatsana...
Anlatacak bişey yok gençler,
Boğazda beklerdi beyler,
Kırklı yaşlarda altılıyla geçti seneler...
Anlatsam ömür yetmez,
Benim aşkım güzeldir,
En güzel ben severim,
Hem de koşulsuz severim.
Yoklarım var mı diye,
Sonunda kahır var mı diye
Köprüleri yıktın,
Gönlüme geçit bırakmadın.
Sana ulaşmak çok zor,
Yüreğimiz bir olmasa...
Aklımı aldın,
Pazar sabahı...
Evden çıktım sessizce,
Selamladı bahçedeki yaşlı sedir,
Yürüdüm ellerim cepte sitede
Sanki terkedilmiş evler, perdeler açık
Dolu şampuan şişesinin içindeki, köpükleri yarıştıran çocukluğumu anımsadım.
Hep büyükler kazanırdı.
Yine de tekrar tekrar yarıştırırdım,
Bir umut belki birgün küçük kazanır diye.
Hey kaptan!
Demin bir Sandal geçti buralardan.
İzi var bak hala, sineye vuran dalgada
Gelişi umut,
Köpüğü de sanki kaybolan bulut..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!