İnsan dediğin çizgi gibi olmalıdır hayatta,
Bir bıçak kesiği gibi düz.
Sağa sola eğrilmemeli,
Dallı budaklı olmamalı,
Oraya buraya sürtünmemeli
Rüzgardan sürüklenmemeli,
Kaldırım üstünde hamam böceği
Etrafa düşen karışık topuk sesleri
Kaçışmayla devam eden garip serüveni
Sığınsam... bir delik olsa da girsem
İşe yaramayan yaramazlığım mı
Karanlık izbe sokakta
Yüksek bir duvar kenarında
Kendimle karşılaştığım anda
Ağlamak istiyorum
Öyle sindim ki köşeme
Sana bakarken aşka ayağım takıldı.
Nazarı değer diyorlardı o güzel gözlerin.
Halbuki kendine nazar eder mi insan hiç.
Sen benim sevişlerimi sevdin önce.
Bilmiyorlar ki, ben sadece ben değilim.
Düşüyorum boşluğa...
İçimde bir coşku ve heyecan
Çok üşüyorum dondum
Yaklaştıkça sana ısınıyorum
İçimde bişeyler oluyor
Sanki değişiyorum
Ortada bir taş üstünde çubuk
Yürür insan...
Oflayarak çıkarken yokuşu,
Güçlenirsin artık
Güvenirsin kendine,
Devam edersin...
Ziyadesiyle şaşırdım dün gece
Evren denilen dalgasız gökdenize
Herkes kulaç atıyor da bir şekilde
Yolcu muyuz bu âlemde belli değil
Döner kamer arz-ı mahrekde
Ne gölgeden hayaldim sende
Ne gölgeydi hayalin bende
Özlemek yasak mı seherimiz gelse de
Sevgi geçmezse, hasret geçer gönül belinden
Nefsi müdafaa etse bile rüzgarıma özün
Yamacıma öyle gelmeseydin keşke
Kaçırabilseydim gözlerimi
Bir cesaret, sözünü kesseydim
Öyle güzel gülmeseydin keşke
Benliğime kanat verdin
Ey paradoks!
Seni çözmeye geldim.
Artık formüller işlemiyor
Bakışlarım bakışlarına çarptı
Kalbim kalbine vurdu
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!