Emine Genç Şiirleri - Şair Emine Genç

Emine Genç

25 Kasım 2008/ 16:00

Merhaba Can Özüm…

Bu sana yazdığım son Mektubum olacak belki, Beklide bir veda olacak.
Başlamadan biten aşkımıza bir ağıt, bir son kanıt olsun istedim. Kim bilir ömrümüzün geri kalan kısmında daha ne hengâmeler göreceğiz..

Devamını Oku
Emine Genç

Keyfim bozuktur dost veliden
Rabbim korusun namert elinden
Ne çekerse gönül dilinden
Yandım vallahi söz ehlinden

Neferi demiş sözü doğru

Devamını Oku
Emine Genç

Başımı yastığa koymadan önce
Son kez vedalaştım resminle.
Dokundum yüzüne ve ellerine
Hissetmedin biliyorum aşkım!
hissedemezdin de.

Devamını Oku
Emine Genç

Sahteymiş bütün sevgiler..
Kimin gölgesine sığındımsa,
Kararttı dünyamı gülemedim
Yıkıldım, parçalandım
Kimselere bişey diyemedim
İçimde sakladım hıçkırıklarımı.

Devamını Oku
Emine Genç

Bir şehri sevmek ekmek gibi su gibi, bir de seni düşlemek.. içinde sevda kokan her şiirde seni okuyabilmek, sözlerinde hasret olan her şarkıda seni duyabilmek ne kadar da hoş.

Hiç düşündünmü hazan neden üşür,üşütür insanı.
Her son bahar yapraklar dallarından neden kopar..neden yalnız kalır ağaçlar
Göç eder kuşlar.. nedenn?
Bulutlar güneşi kıskanır ve saklar yeryüzünden. Çünkü gökyüzü güneşe sevdalıdır. Dayanamaz uzaklaşmasına ve hıçkırıklara boğulur.

Devamını Oku
Emine Genç

Bahar da çiçek çiçek açmam mı sanıyorsun?
Sen bir adım at hele koşmam mı sanıyorsun?
Sevdan ile türkü türkü coşmam mı sanıyorsun?
Ben gülü de bilirdim yazın sırrına ersem...
*
Sen bir iste sevdiğim düğün dernek kuralım

Devamını Oku
Emine Genç

Hiç gelmeyecek
Bir yolcuyu bekler gözlerim
Ufuklara dalar
Akşamın hüznünde
Hasretleri demlerim
Ey bi vefa!

Devamını Oku
Emine Genç

Yıl 1975, aylardan “Haziran” kirazların olgunlaştığı ve bollaştığı bir zamandı.Henüz 6 yaşımda olmalıyım tam olarak hatırlayamıyorum.

Annem, ben, ağabeyim ve küçük kardeşim köye gitmiştik. Ben köyde doğmuş ve iki yaşında iken şehre yerleşmiştim fakat şehre bir türlü alışamamıştım. Daha o zamandan belliydi sevdiğim şeylere tutkuyla bağlı olduğum. Köy değince aklım başımdan gidiyor çığırımdan çıkıyordum. Köyü ve dedemi çok seviyor ve özlüyordum. Özellikle içerisinde kaybolacak kadar büyük olan bahçemizi çok seviyordum. Evimiz bu bahçenin içindeydi her türlü ağaç vardı bahçemizde. Ayva, Vişne, Erik, Badem, Ceviz, İncir, Kayısı vs. Ve özellikle benim bir ağacım vardı ki hiç tepesinden inmezdim. “Akasya” o Ağaç şu an hala ayakta ve eskisi kadar kocaman gelmiyor bana. Adeta biraz fazla küçülmüş gibi(!) .
Bir kedi gibi tırmanırdım o ağaç’a iyi hatırlıyorum ve bu yüzden hiç yaralarım iyileşmezdi. Çünkü her defasında biraz daha yukarı tırmanmaya çalışır ulaşabileceğim en yükseğe kadar çıkardım ve ince dallara geldiğimde dal beni taşımaz kırılır, muhtemelen ben aşağıya çakılırdım. Bu yüzden de her yerim yarık ve çiziklerle dolu olurdu. Bacaklarımın morlukları ve dizkapaklarımın sıyrıkları bir türlü iyileşmezdi.
Güzel ve güneşli bir gündü. Kiraz toplamaya..bağa gidecektik. Köyde yaşarken bizim odamızın tavanında her zaman asılı duran sepetlerimiz olurdu. Kardeşlerimin ve benim. İçinde bizim nevalelerimiz bulunurdu. Dedem şehre gittiğinde aldığı şeker ve bisküvileri bize paylaştırır bizde onları sepetlerimize koyar canımız istedikçe sepetten alır yerdik. Ben kiraz toplamaya giderken kesinlikle sepetimi yanıma alırdım ondan hiç ayrılmazdım. Çok sevimli ve tam bana göre minicik bir sepetti bu. Babaannem köye gelen sepetçi Çingenelerden almıştı o sepetleri.
Kardeşlerimin sepetlerine ne oldu, hatırlayamıyorum ama benimkine hiçbir şey olmadı hala benimle yaşıyor  Eve girdim kaldığımız odaya gidip sepetimi aldım ve bahçeye çıkıp bağa gideceğimiz zamanı beklemeye başladım. Tam o sırada ağabeyim sepetimi kaptığı gibi kaçtı.

Devamını Oku
Emine Genç

İçimde bir sıkıntı var. Yüreğim darda dost.
Ayakta durmaya çalıştığım kadar çok yıkılıyorum. Her, defasında biraz daha eksiliyorum kendimden. Yeşertemiyorum çiçekleri. Kurudu ömrümün baharı. Çürüdüm. İçim de bilmediğim yoklukların iğrenç kokusu var. Yürüyorum umarsızca ama onurumla başım dik.
Fırsat vermedim acımasız yıllara. Zamana karşı hep zamanla savaştım. Kaybettim mi acaba!
Yitirdim mi bu savaşta değer yargılarımı.
Bilemiyorum.

Devamını Oku
Emine Genç

(Sevda senli...olmaz ise, Hayat kavgasız olur ise, Dünya kaygısız Olunmaz ise yaşanmaz!)
-------

Sen!
Kanlı gömlekleri giydirirken sevdamıza..
Sinsi bir gülüş vardı,

Devamını Oku