Ne gökteyim ne yerde
Ne ruhtayım ne bedende
Yürek oduna düşmüş
Yârin bir sözünde
Yâr sözünden caymış ne çare? ..
Yok fanide tebessüm ey kadın.
Bu esen rüzgâr mı doluyor ruhuma
Yoksa rakseden düşünceler mi
Uzaktan yakına? ..
Yıldızlar ışık saçarken
Dünya bir yanda
Ben bir yanda! ..
Bir düşünüş
İç çekiş dünyaya
Çaresizliği bedenin
Yüreğinin bu rüyaya
Sabah yok
Bu ne gece böyle
Gözlerine bakarken
güneşli bir toprak kokusu vuruyor başıma,
bir buğday tarlasında, ekinlerin içinde kayboluyorum...
Yeşil pırıltılarla uçsuz bucaksız bir uçurum,
durup dinlenmeden değişen ebedi madde gibi gözlerin:
sırrını her gün bir parça veren
'Haklısın,' dedi, 'belki çok şey istedim senden
Sen yanımdayken su gibi akıyor saatler.
Gözlerimi alamıyorum o gözlerinden,
Senin gözlerinde düşünceler, düşünceler...
Sana bakmak mutlulukların en büyüğüdür,
Sağıma döndüğümde;
Görmek istediğim güzelliktin sen.
Soluma döndüğümde,
Ardıma baktığımda
Desteğimdin sen.
Önümde; sığınabileceğim en kuytu limanımdın,
Uzanmak yok bulutlara
Tutamayacaksan
Rüzgârlara göğüs germek yok
O anı donduramayacaksan
Yok öyle canın her istediğini düşlemek
Kavuşamayacaksan
Gel dedim mi hiç?
Bırak bildiklerini
Boşver esen rüzgâra, yağan yağmura,
Güneşe dedim mi?
Dedim mi hiç
Bizi çağıran bir şey vardı aşka
Bizi çağıran bir şey başka..
Neydi o ruh öyle
Gel de şaşma...
(İstanbul, 17 Şubat 2002)
Giderken
Bir yerden bir yere
Sürmek mi gerek keyfini
Yoksa varmak mı gerek gerçeğe? ..
Yaşarken an be an
İdrâki zor olsa da
kalbiniz huzur dolsun...
Emine Ersin!
O
Benim
Canım! ! !
Kucakladım abla kardeş dualarla..
Sevgim saygımla.
Sabiha Rana