Ne telaşlar yaşanır
Benzi kaçmış tenlerde;
Heyecan, yorgunluk
Bazen acı bazen neşe serde.
Olması gerekenler olur sadece!
Ne sen geçebilirsin
Gün geçer
Öyle ya da böyle...
Geceye çöreklenir
Karabasan duygular.
Issız saatleri giyer üzerine
Ve siyahı seçer kendine...
Ağlayamadım
Henüz sensizliğe
Sessizliğe...
Hissetsem de gidişleri
Susmak...
Neden bilinmez
Meraktı
Yüreğimden kayan
Bir rica
Avuçlarıma
Konmasını istediğim
Ne paraydı
Görülmezlerde
Duyulmazlarda
Bilinmezlerdesin
Sen benden uzak
Sadece sendesin
Bütün oyuncaklarımı döktüm yere
Ne bebeklerim gözümde
Ne misketlerim...
Onları kimseden kıskanmıyorum,
Artık onları istemiyorum.
Bak, bütün oyuncaklarımın arasında
Kıyısından geçiyorum düşüncelerin
Düşüncelerdeki bedenlerin
Kıyısından geçiyorum yaşamın
Gülüşlerin umutların
Sahte mutlulukların...
Kıyısından dokunuyorum bulutlara
Yolculuk var
Gine beynimde
Hicret
Yüreğimde...
Buz tutmuş
Eller, ayaklar.
Gözlerim kapanıyor
Tüm gerçeklere.
Ve başka açılıyor
Bu defa pencere...
Yüreğimin bulutlara eş silüetinde
Acı, tatlı el ele.
Annem sofraya bir tabak koydu.
İçine; yok koydu!
Çocuk değil miyim?
Evcilik oyunundan bilirim;
Boş tabaklarla, bardaklarla
Ne de güzel yer içerim!
kalbiniz huzur dolsun...
Emine Ersin!
O
Benim
Canım! ! !
Kucakladım abla kardeş dualarla..
Sevgim saygımla.
Sabiha Rana