Ne yüzüm yüzüne sürgün
Ne gözlerim gözlerine
Öylesine sevdim seni
Oltasını atan bir balıkçı gibi meçhule
Rasgele…
Etekleri uçuşan çocuk düşleri
… gizlendi gülüşleri
Yeşil gözlü bilyelerin sırtına yükleyip ümitleri
Gazoz kapağından definelerimize gömdük masum sevgilileri…
Ah ömür denilen sırtı yamalı çığlık
Ne aldanislar yasadik biz
Kör kuyulara saldik umutlarimizi
Ask çikar diye açtigimiz çekmecelerde
Kirli çamasirlar kokuttu tutkularimizi
Kumruyduk
Sevdalanmak aya karşı...
Yüzüme çizdiğim gölgeler kaldırırsa başını göğe
Ebabiller uçar gagalarında telaş
Aya karşı
Seni hergün bu saatlerde
Terk ediyorum,
her akşam güneş batmadan önce,
Sen yorgun eve dönerken
Ben üşüyorum...
Sensizliğime inat
Saçlarımın yüzünü örttüğü geceye yasla başını... Ey hayatımın kararan noktasında parlayan tütsü gözü aydınlığım. Gel... Gel ki kuruyan uçlarımız yeniden cana gelsin, gel ki delirsin damarda kan.Kurudum kış ayazlarında şerefsiz sevdalardan.Baharım ol gel, mevsimsiz olsun güneşlerim ne çıkar. Yağmurum ol gel, rüzgarsız dağlarda ıslanalım. Yeniden döl versin papatyalar.
Ne çok baharlar eskittim ben. Senden önce ne yalancı güneşlere aldandım bir bilsen. Gel... Acıyan yaralarım var hala. Hala eksik düşlerim. Tamamla beni. Ne mesafeler eritir içimizdeki alevi, ne yağmur söndürür ormanlarımda çıkardığın yangını. Hani ben mumdum,sen içimde ipim. Sen yandıkça ben eriyorum işte,ben eridikçe sen yan. Bitimsiz olsun bu har... Bitimsiz olsun bu akış içime... Sen nehrim ol, ben denizin. Sana ayırdım en nadidesini tuzumun. Islat dudaklarını ve doyur beni. Rengimi seninle buldum ben, öksüz bırakma gülüşlerimin aydınlığını... Avuçların varsın benzesin göğün yarıklarına, bırak sevinçlerini sokaklarıma. Ayırdım ikimize alnımın en temiz sayfasını, sevişsin diye içimizde incir kuşları...
Sen gelene dek meyveyi çoktan kesmiş bir incir ağacıydım. Şimdi yeşil bir zeytin döl veriyor içimde. Beyaza bu kadar yakışmamıştır siyah. Bu kadar masum yaşanmamıştır hiçbir günah.Yan! Şimdi yanmak zamanı. Kuduran arzuların, ertelenmiş heveslerin hesap verme zamanı... Şimdi sevmek zamanı... Hesapsızca.
İşte bahar... İçimde koşan deli taylara yetiş. O kadar hızlı olmalısın ki kurtulamamalıyım ellerinden. Yorulma. Sakın vazgeçme benden. Aydınlığa dönüşecek karanlıklar hatrına, bir yürekte yol alacak iki beden hatrına, terinin mendili tenim hatrına... Gövdende yol alıp raksetsin düşlerim.
Kadın
Sürer aynaya dudaklarını kanatırcasına
Düşer gözlerinde fer duvarların arkasından karanlığa
Doğurgan mevsimlerden ne kaldıysa atar rahminden
Avuçlarıyla
Aç yalanlardan
Kendimi izlemeyi bildiğim günlere gebe zaman
ey aşk
bul beni
soyun ve gir ruhuma
terketmedi umut, yaşlanmaya yüz tutmuş bedenimi
_______________Artık ben yokum sevgili
I.
Ellerimin sıcaklığı başka masallara takılıp kaldı
Dokunuşlarım sırtı nasırlı şarkıların dansında
Ruhum ihtiras ve şehvet kuyularında
Üç kuruşa satıldı.
Dokundu parmakları suyun merhametine.Ayak bileklerine tırmandı sevgili yüzü..Kırmızıya döndü dizlerinin bağında şiir.Beyaz mendiller serdi aşkın göğsüne.Döküldü umut.
Usuldu..Yürüdü...Çöktü saçlarına gecenin teri.İlmekler geçirdi anne eli.Yan yana dizilmiş fenerler söndü sokak başlarında.Denizyıldızları geceye firari.
Yandı…Çürüdü tırnaklarında sevdanın ak alnı.Beyaz çiçekli fesleğenler bahara sürgün.Erguvan kokulu sokaklar kaldı aklında.Mavi geçti köpükleriyle kasıklarından.Dizlerini çöktü yazgıya.Ellerini vurdu yüzüne.Saldı saçlarının matemini tuza yanmış kırmızıya.Gece çürüdü.
Sustu…İnadına vurdu ayaza yüreğini.İnadına sevdi.Yalvardı denize durup gözlerini.Gidenlere…seslendi…Ses versin (di) birileri.Gitme desin (di) .Gitsin (di) .Tüm Yusufları gömüp kuyularına. Züleyha’nın saçlarından insin(d) i gecenin düşlerine.
emine hanım şiirleriniz çok güzel okumaya değer.üslubunuz hüzünlü ve çok sert dağlıyor ciğer.her şeye rağmen ömür kısa hayat güzel,velhasıl yaşamaya değer....