Ey gafil…
Var sen başı bulutlara değen binalar kur
Yine de en son mekânın o karanlık çukur…
Sıkıca kapattım dudaklarımı
Sitem dolu dilime bent olsun
Suskunluğum ey yâr!
İçine dert olsun…
Ey biçare başım…!
Yükseklere düşer ilk önce kar
Aynaya baktıkça baharı özlersin
Yaş otuz olmuş kırk olmuş ne önemi var
Bilirim Cemre’nin yolunu gözlersin…
Ey gafil
Her gece sabahı sorarsın
Şems vurunca gölge ararsın
Düşmüşsün bir hayal peşine
O kaçtıkça sen kovalarsın….
Ey biçare…!
Vakit varken gaflete düşersin
Ömür biter hayrete düşersin
Ağızda diş dizde derman kalmaz
Son deminde gayrete düşersin…
Üşüyen çok yanmaya talip yok bu asırda
Yâr için sabahlayan kaç kişi var hasırda
Muradın aşk ise seyyah olup düş yollara
Bulunur mu Aşk-ı nihan yatarak kasırda…
Sükût eyle kalbim! Kırarlar sızdıran çömleği
Aşığa soyunmak yakışmaz ateşten gömleği....
Acılara bent olmaz ki ipekten duvarlar örmek,
Kelebeğin kaderidir, Vuslat’a yanarak ermek....
Âşık dediğin adamın rastlanmaz eşine
Yârin acı sözlerini yuta yuta gezer
Derdini sever düşmez derman peşine
İki büklüm sol yanını tuta tuta gezer…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!