Ey tabib dokunma! Öyle her ağrı ovulmaz
Oturdu mu içine aşk ne yapsan kovulmaz…
Azizim…
Hiç kendimi savunacak değilim
Evet, fazlaca yanmak vukuatım
Olur da huzurda susarsa dilim
Kâğıt şahittir, kalem avukatım…
Ruhlar çekilir gece boşalır dünya
Bir başıma kalırım mumun kör ışığında
Katmerlenir acılarım bedenler sessizleşir
Her geçen gün yalnızlığım kemikleşir
Gözüme tanış olan kalbime öyle uzak ki
Muhabbet bitince böyle oluyormuş demek ki…
AŞK sofrasında iftar etmek isteyen âşık
Umduğunu değil bulduğunu yer çala kaşık...
Bu gün felekten olsun
Kapatın boğazı
Geçmesin paslı demir yığınları gözlerimin önünden
Süt liman olsun her yer
Bölünmesin mavi ikiye
Rüzgâr şarkılarını mırıldansın Meltem’ce
Yazısı kötü olanlar güzel şiir yazarmış
Ve en zarif çiçekler vaktinden evvel solarmış…
Ey gönül
Bir kez ziyan oldu mu
İpekte olsan kimse yüzüne bakmaz
Müsrif terzinin biçtiği kumaş gibisin
Gayrı senden libas olmaz....
Ne oldu şimdi
Sararıp solmaktasın gönlüm
Demiştim sana
Yüksekler serin olur
Aşk nefes keser diye.....
Küheylanı yokuşlar yormadı ah yok mu o gem
Benim maksadım aşktı bahtıma düştü bu gam....
Gül kokulu mumlara fitil olduk
Geceyi beyaza boyadık bir köşesinden
Ay mahzun, yıldızlar sitemkâr şimdi
Gözümüz de bir bir sönerken, aşkın ışığına
Hiç doyan var mı âşıklar sofrasında
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!