Kendinizi üç cümleyle anlatın yazıyordu bir ankette,
1) Ben çok yalnızım.
Yeryüzündeki tüm yalnızlıkları öksüz kalmasınlar diye sahiplenen bir aptalım.
2) Beddua benim adım.
Şiirimi cin çarptı o yüzden ağzı burnu yamuk satırlarımın.
Bana yaşamanın formülünü öğretir misin!
Kader çizgimi sildim ellerimden,
avuç içlerim kanıyor diye..
Tütün kokuyor odam,
içmem bilirsin sırf kokunu bastırsın diye işte..
Sanıyorduk ki gerçek oluyormuş yıldız kayınca tutulan dilekler..
Öyle söylemiştin değil mi temmuzun bir gecesinde..
Yanımdayken bile seni dilemeyi ilk o zaman öğrenmiştim!
Gittin ya!
Artık bana ait bir gökyüzü yok..
anasını satmıştık gecenin..
sevişmeye kaçıncı kadehte başlamıştık?
ben uyanmıştım..
sen bu aşkta çok uyanıktın, çoktan kaçmıştın!
sen de bir baş ağrısı vardı ki sorma, kaçışından belliydi..
ben de bir pişmanlık vardı ki sorma,
Mum ışığında yemek yiyorduk!
Söze başlamıştın..
Garson bey
Müziğin sesini biraz kısar mısınız?
Sevgilimin söylediği yalanları duyamıyorum da dediğimde
İlk kez utanmıştın!
anne saçlarımı neden uzattın?
uzatmasaydın,
belki de o zaman saçımdan düşen tokayı yerden almak için
eğilmezdik onunla birlikte yere..
o zaman düğümlemezdim gözlerimi onun gözlerine!
bir suçlu bulmam gerek,
Terk edişinle ağzım yandı!
sakın yanlış anlama..
gelişini o yüzden üfleyerek yiyorum..!
İkinci el değildi gözlerim..
Sadece defoluydu..
Ağzına kadar gözyaşıyla doluydu..
Kirliydi ellerim..
Ama en çok gözlerindeki kadınları öldürdüğü için
Yan yana yatıyorduk!
Sen sırtını dönmüş uyuyordun!
Ben genelde yalanlarınla ayakta uyuyordum..
Gözyaşlarımı ilmek, ilmek gözlerime işlemiştim sanki!
Sol yanımda hep kazı çalışmaları vardı..
Hüzündü yüzün.
Yüzsüzdü hüzün.
En ağlamaklı güzdün.
İçimde kendini ne güzel öldürdün.
Ne zamandır gülmüyordum.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!