Ruh halim yalnızlığa her gün şiir yazarken,
Saatler mezarımı kazdı dakikalarda,
Saniyeler tık tık tüketirken zamanı,
Ve sen düştün aklıma yağmur oldu saçların,
Saçların dumanında aradım gençliğimi.
Neredesin ey aydınlık,
Neredesin tan ağartısı
Neredesin on yedinci yaşımın beni terk edişi
Ölüme meydan okumam, neredesin
Yüksek yüksek dağlara haykırışım
İte it derim artık,
Köpeğe yine köpek
Ne yalan dünkü yalan,
Ne gerçek bu gün gerçek
Karıştı gerçek yalan,
Bu zaman ahir zaman
1.
Ölümü kokluyorum bu şehirde,
Yalnızlığımın avuçlarında.
Gidiyorum bu şehirden
Ey eski aşkların baharı!
Bir küp ağu mu içtin ki, kızgınsın bana
Güz sancısı çeken bakışlarını çek artık üzerimden
Koy kamanı kınına, sen beni öldüremen
Gece başlar sevda çekenlerin kağnısı
Bana gül topladığını söyle gül bahçesinden
Bana mutluluk kopar,
Bir tas su doldur aşk çeşmesinden
Bana gül topla gül bahçesinden
Gülümse ki kış bitsin bahar gelsin,
Bütün çiçekler açsın,
Nilüfer çiçeği de açsın bir derenin kenarında.
Hüzünler, sevince dönüşsün ve mutluluk gözyaşları yanaklarında. Bir tebessüm aralasın dudaklarını
Hafif bir ıslık sesiyle eşlik et şarkılara.
Bir karanlık kuyu, bir kör nokta
Bir yokluk yaşıyorum ağızsız dilsiz
Ne yaşamın bana tahammülü var, ne de benim yaşama
Yaşıyorum bakışlarının hatırasında
Kalk gidelim artık, zamanı geldi
Kalk gidelim, bizi ancak yolculuk paklar.
Kurtulalım bu feleğin derdinden
Kederinden, öfkesinden, zulmünden
Bir terzinin bir düğmeyi dikimi,
Şir’e sordum
‘Bu zamanda kaç para kaç aşk alır?’ diye,
Aldı eline kalemi çaptı çarptı topladı,
Sıra sıra mısralar yazdı,
Alt alta, kıta kıta dizdi,
Etti Bana hediye




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!