Bir kaldırım taşına takılıyor gözlerin
Yaz güneşinden esmerleşmiş dirseğinde bir karasinek
Başını tutuyorsun hafifçe aklının solunda,
Aklın, benim sağımda, hep yanımda.
Yenilgilerin geçiyor kalabalık kaldırımlardan
Bana yazacaksan
şöyle balonlu yaz,
biraz uçurtmalı
benim gibi hoppa biraz.
Bana yazacaksan
Kalbim silindi...
Henüz kimse görmeden
Güzelliğini.
Kimse görmesin diye,
Saklamıştım kalbimi
Boyaları dökülmüş bir eski zaman faytonu
Süzülerek geçiyor imgelem penceremden…
Yüklenmiş koca bir ''hiç'', hiçi yüklenmek ne ağırdır!
Sürücü bir şarkı mırıldanıyor yaşamın anafikrinden,
''Özlemin eski tadı yok'' diyerek,
Şarkılar da masallar gibi buruk bir tat taşıyor geçmişten…
Gözbebeklerin büyüyor,
Tuba ağacı gibi
Kök salıyor cennete.
Yalanların,
Bunların rengi beyaz.
Hep sarhoş ve esrik,
Estik, estik.
Çıkamadığımız yolculuklardan
Kırgın gönüllerimizle
Hepimiz birer
Hayalet gemiydik.
Sabahın ilk ışıkları düşmeden kentin üzerine
Sıyrılıp aşksız yatak örtülerinin arasından
Yatak odasından çıktı erkeğin yüzüne bakmadan
Alışkın ellerle çay yaptı, ekmek kızarttı solgun ışıkta
Erkeği doyurmalıydı mutfakta da
Durugöl, durugök
Durugöz, durusöz
Düzeltilmeye yoktu gerek
Durugöz
Gördü göreceğini
Bildi bileceğini...
Kimdir getirdiği güllerden daha kızıl
Ve ölmeye yatmış, ama aşkı da bilen.
Tabii ki sen,
Yalnız sen!
O sessiz senfoniyi yapraklardan
Gönüllere sürüveren.
Bir bahçede çimen ve çocuk kucak kucağa
Bahar güneşine yakalandılar,
Oyunlarının güzelliğinin doruğunda.
Çocuk doğruldu, yavaş yavaş ayağa kalktı, çimen yerde
Bahar güneşi ılık ılık,
şiirlerini okudum gerçekten güzel duygularla yazılmış.tebrik ederim seni.