Derinlemesine bıraktım kendimi
Kıyıdaki kayadan aşağıya
Ve delip denizi geçti ayaklarım
Sonra, başım ve saçlarım.
Mavi sulara bir dalga ekledim
Bir de kendimi
Lüfer, palamut, rakı,
Boğaz kıyısı masaları.
Gün denize değerken,
Ellerin ellerime
En yeşil roka salatası.
Cıvıl cıvıl bir Pazar
Denize bakan bir evde yalnız bir kadın var
Oturur her gün eli şakağında, denize bakar.
Siyah saçlarının arasındaki beyazlara değer elleri
O düşüncelere daldıkça aşarmış gibi denizleri.
Düşünceler alır onu dalga dalga taşır bir yere
Böylece her gün biraz daha yaklaşır, görünmezliğe.
Tercüme ediyorum
Duyguları
Düşünceleri
Konsolide bütçelere yazılmış
Ne bir kelime eksik
Ne de bir fazla
Küçük bir işimiz var,
Kendi cinayetlerimizi
Gömen bir servis kısaca.
İşin adı bile alıntı,
Kuzenimden
Kelimelerle ismlendirmede
Hani bir gece ayışığı parlıyordu çıplak dallarda
Gölegeler ürkekti, her taraf sessiz…
Dallar su damlacıklar yüklüydü çaresiz.
Gözlerim sönmüştü umarsız gözlerinde
Hayaller uçarıydı, geçekler suskun
Ah, razıydım seninle olayım da ne olursa olsun
Sabahları seviyor bu kız
ama sabahları uyanmayı değil,
sabahlara doğmayı seviyor,
sisin hafif yorganımsı inmesi gibi ortalığa
kendini armağan etmeyi biliyor
hiç kimsesi olmayan birinin
Üzgündüm, daha yalnızca 35 yaşımda
Bir kahve içecektim de 60’larında bir dostumla
Elvermedi, göz değdi bir içimlik kahveye
Kaza geldi – geliyorum da demez-
Ertelendi bu sohbet bir başka sonbahara.
Yağmur dolaşıyor damlarda
Usulca, damla damla...
Zamanın sesi olmalı bu, duyuyor musun?
Üç damla sonra senin uyku saatin,
Uzanıp yatağına bekleyeceksin.
Kaçırdığın trenler gibi uykunun ayak sesleri
şiirlerini okudum gerçekten güzel duygularla yazılmış.tebrik ederim seni.