Sen yok musun, sen.
Kar kış demeden,
Yüreğime yazı getiren.
Can-yoldaşım, arka-daşım…
Sen,
Seni sevdim... Beklentisiz evet ama beni sevmeni bekleyerek sevdim.
Bekledim.
Bekledim..
Bekledim...
Ama sevgili elmam, ne yapalım:
Sen beni benim seni sevdiğim gibi sevmedin.
Ekim başlarıydı daha,
Güneş soluyordu
Akdeniz kıyılarında.
Üç kişiydik ve üç kişiden çok
Arınıyorduk tuzlu sularda.
başa dönelim, mesela çocukluğuna.
ama zihnini de fazla boşaltma!
ışık yokken ve heryer karanlıkken daha
ne görmüştün, anlatsana?
haydi, dön başa
Uzaksın ve alabildiğince
Yakın.
İşte bu yüzden
seni sevmem,
içiçe geçen bir zincir gibi
Gün tutuşa tutuşa
bir kaç dakika daha
yaşamaya çalışıyor
kentin camlarında.
bulutlar biraz küskün gibi
Bazı ellere mecburcuydu,
Poker suratını takınmadan önce
-ki sıyrılmış maskeleriyle nice adam oturuyordu masada
karşısında
karşısı tam da onun yanında-
Masa'da herkes tek başına.
Attık ama,
Öldürdük mü sizi şimdi?
Oklarımız bize doğruydu ama,
Bizi bölüp parçalamaksa niyetiniz,
Siz bizi hiç anlamamışsınız...
Sevgili defter,
ne kadar da yalnız olurdun
sayfaların boş
ben olmasaydım.
kelimelerimi sana bırakıyorum
Büyük laf savsatası
0 kelimeler,
ki kelimelerin ciğerini söker
aklını alırdı
yitmeden
aklımın hastaları.
şiirlerini okudum gerçekten güzel duygularla yazılmış.tebrik ederim seni.