Ayrılık şerbeti içecek misin?
Bu kara sevdadan geçecek misin?
Ondan uzaklara gittin, kabul et.. .
Kendinden uzağa gidecek misin?
Sevdadan ötesi karadan kara,
İşte bir nasihat, hem de derinden:
Dikenleri gülden saymam erenler!
Havada uçuşan kopup yerinden,
Gönülsüze gönül koymam erenler!
Coşkun ırmak gibi akmayı bilmem,
Siyasetin bir cilvesi;
Solu gördük, sağı gördük.
Ehven-i şer bilmecesi,
Talan olmuş bağı gördük.
Şarktan mağribe yürürken;
Tanıtayım köyün güzellerini;
Hepsi ayrı güzel, nazlı peridir.
Söyleyeyim bir bir hünerlerini,
Kimi esmer, kumral, kimi sarıdır.
Nereden başlasam, nasıl söylesem:
Hayalin karşımda mahzun duruyor,
Helal et hakkını canım sevgilim!
Elveda demeye dilim varmıyor;
Helal et hakkını canım sevgilim!
Aşkın alev alev kalbimi sardı,
Ah dostlarım, ben her zaman böyleyim.
Darılmak yok ama, yine söyleyim.
Hamam eski, tas eskidir neyleyim;
Gönlümde burukluk, içimde yara;
Hevesimiz kaldı gelen bahara!
Kimi ana, kimi bacı, kimi eş;
Bütün günler sizin olsun Hanımlar!
Karanlık dünyaya doğan bir güneş;
Her zaman da böyle kalsın Hanımlar!
Savaşta varsınız, barışta zahir;
Hedefler, koşmak için.
Sel gibi coşmak için.
Menzile giden yolda,
Engeller aşmak için.
Bazen menzil görülmez;
Bugün benim avazım var;
Hakkınızı helal edin.
Sizden bir tek niyazım var:
Hakkınızı helal edin.
Hep eğilir cümle başlar,
Uludere yokuşu, çağlayarak akışı;
Türk kültürü bir kilim, Hendek onun nakışı.
Orta Asya’dan göçen, dağlar, ovalar geçen;
Hendek Aşireti’dir, Hendek'e çadır açan.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!