Bilmem düşte miyim yoksa hülyada?
Dilerim Tanrı’dan cennet senindir!..
Bana bu mutluluk yeter dünyada,
Dilerim sevgilim, cennet senindir!..
Bir sözünle aştın tüm engelleri,
Aklımızı çeliyorlar,
Dava dava, diye diye...
Ömrümüzden çalıyorlar,
Dava dava, diye diye...
Falan diyor, "dava için";
Demokrasi, vay seni!
Öğrendik huylarını.
Bir türlü sayamadık,
İstanbul oylarını.
Saya saya tutmuyor,
Demeçler süslü, püslü sağır sultanlar duysun!
Ölen askere rahmet, kalan "Gazi" sağ olsun.
Bu öyle bir bela ki, çoluk çocuk demiyor;
İnsanlıktan çok uzak, hiç yola da gelmiyor.
Bizler marabayız, siz beyler beyi;
Sizdeki bey işi, yandan çarklıdır.
Neyi konuşalım, sizinle neyi;
Anlamazsız, dillerimiz farklıdır.
İşte birkaç kelam hatrınız için,
Olmaz olsun cüheladan yoldaşın,
Kibir fırtınası dinebilmiyor.
Başı gökyüzünde, arş-ı âlada;
Bir türlü toprağa inebilmiyor.
Bunca yıllar geçti “Türkeş”siz, bunca;
Doğum günün kutlu olsun Başbuğum!
“Ad günü” diyoruz artık, Turanca;
Doğum günün kutlu olsun Başbuğum!
Dokuz yüz on yedi, yirmi beş kasım;
Ezelsin, ebedsin, Rahman ve Rahim!
Namertlere muhtaç etme Allah'ım!
Varlığından şüphe etmem billahi,
Na'mertlere muhtaç etme Allah'ım!
Türk yarattın insanların içinde,
Hamdolsun toplandık, şükür içinde;
Düğün dernek, toyumuza; maşallah!
Alkışı bol, şakır şakır içinde,
Düğün dernek, toyumuza; maşallah!
Uzaktan, yakından konuklar gelmiş;
Ayrılık nedense hep güzün gelir;
Daldan ayrılarak düşen yapraklar.
Bütün canlılara bir hüzün verir,
Yelde savrularak düşen yapraklar.
Bir zaman yemyeşil, hayat kokardı,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!