Villada yaşarlar, sedir bilmezler;
Bizim siyasetin bezirgânları.
On bin ile geçim nedir bilmezler;
Bizim siyasetin bezirgânları.
Millet kan ağlarken, kendi gülendir;
Hoca da bilirdi, bu ticareti;
Aldığından düşük sattıktan sonra.
Uşaklar da yapar bu siyaseti;
Herkese eyvallah, çektikten sonra.
Davada boğulan kadı ne etsin,
Meclis açıldı ya, kulak kabartır;
Arada haberi yoklar emekli!
Hayale sınır yok, biraz abartır;
Avuç ovuşturup bekler emekli!
Çalışırken pek kıymetli, baş tacı,
Edenler elbet bulur,
Dünya eden, bulanın.
Mayası bozuk olur,
Sütü bozuk olanın.
Dünyası zindan olsun,
Hamdolsun Tanrı’ya, yüceden yüce!
Toprağı dünyaya seren Allah’a
Dünyayı zerreye sığdıran güce,
İman verip kalbe giren Allah’a
Şükretmek, kulluğun hem şiarıdır;
Nizam vermek için cümle cihana,
Erimiz cephede duruyor bizim.
Göz dikene ihtar olsun vatana;
Yiğitler çölleri karıyor bizim.
Gafiller soruyor, “Bu savaş niçin?”
Altmış bir yılının ilkbaharında,
Mayıs derler doğum ayıma benim.
Hendek kazasının bir kenarında,
Güldibi diyorlar köyüme benim.
Ceddime rahmetler, mazi arımdır,
Benlikleri tavan eden;
"Tek adam"lık hastalığı.
Meşvereti alıp giden,
"Tek adam"lık hastalığı.
Tekliğinde hikmet bolmuş,
Senin kalbin nasırlaşmış,
Sana sevgi çok geliyor.
Taş ne imiş, daha beter;
Söz yerine ok geliyor.
Vurdumduymaz olmuş başlar,
Hangi mısrayı yazsam,
Gönüllerin gülüne.
Seni nasıl sığdırsam,
Senenin bir gününe!
Sevgine hep inandım,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!