Uca dağlar karanfilin açtıysa,
Yuhuda mı bala canlar Gülnare?
Şehriyar`ım bu dünyadan göçtüyse
Bahtiyar’ım bizi anlar Gülnare!
Haydar Baba türbesinde rahat mı?
Geldi mi diye bütün kapıları
Her gece yokladığım sensin!
Her sabah daha kuşlar uyanmadan
Güneşin ilk ışıklarını içtiğim
Seherleri kokladığım sensin!
Ben bir köylüyüm,
Aklınızın ulaşamadığı bir köyde
Sarı Çizmeli Mehmet ağayım!
Türkülerim çilelerden çıkar
Yıldızlarım baktığım yerden,
Daha nazlıdır ay’ım!
Bakışın sürükler beni cennetin
O efsunkar asma bahçelerine,
Gülüşün içimde çağlayan nehir!
Sapladığın hançer işler derine
İçimde köpüren amansız zehir!
Bilebilsem Kaf Dağı ne yöndedir?
Turnam terki-diyar etmiş nideyim?
Ela gözlüm ay ışığım sendedir,
Çarığımı asamı ver gideyim!
Billur şebnemlere sarındım sende,
Dağlarımda duman varken iyiydim
Bilmem kimler çaldı imbatlarımı!
Eski bir türküyü içime giydim
Toplayamıyorum kanatlarımı!
Bir topal karınca yüzüme bakan
Gece sustu su yandı yar!
Gönül sana boyandı yar!
İspinozlar uyandı yar!
Bırakıp da gider miyim?
Sana veda eder miyim
Hadi gel sabahları kucaklasın seninle
Yüce dağ zirveleri, yurdumun bucakları
Bir kaval nağmesinde benim kalbimi dinle!
Nasıl sararsa gülü, öyle içten, derinden
Bir yaralı sevdanın hasretli kucakları
Gel artık o gittiğin dönülmez seferinden!
“Selam olsun şevketine iline
Benim de bir adım gelsin diline”
Haydar Baba’dan…
Şafağında türküler tutturduğumuz güllükler
Hazar`ımdı balam,
Nahçıvan`ımdı
Rüzgarlara kaptırmış şimdi yapraklarını
Artık gönül coğrafyamda
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!