sen renklerin şiirini söylerdin
ben ebemkuşağını bürünürdüm gizlice
bilmezdin hangi cenderelerde olduğumu
nasıl olduğumu nerelerde olduğumu
yollarında sürünürdüm gizlice!
Bir gizemli iklim içinde har`dın
Akardı gönlüne şebnem ter gibi!
Yasemen nakışlı kundağa sardın,
İlkyazında açan süsenler gibi!
Bir gül şafağında saldın dünyaya
Adresi unuttum,”gözüne” yazdım,
Gül gönderdim gülüşüne geldi mi?
İsmini en sarı yüzüne yazdım,
Gül gönderdim gülüşüne, geldi mi?
Sen kokar alnımda ışıldayan ter,
GÖZLER
Birini ben gördüm kahverengiydi,
Fanusu içinde eriyip gittim!
Ruhum kainatı kayıtsız giydi,
Yüreğimin derinleri kanıyor
Kızıl saçlım, ceylan gözlüm, maralım
Bacası yok sobası yok yanıyor
Kızıl saçlım, ceylan gözlüm, maralım
Boranlı bir kışındı
Temir -Yalıg düşündü
Bu yay bu gür kaşındı
Ala taylar eşindi...
Buyruk buyurdu tezden
MENZİL/BAHAETTİN KARAKOÇ
Şu renksiz, terkipsiz rüzgara es dersin eser,
Sendendir bulutların yağmura, kara dönüşmesi!
Ateş yak dersen yakar, bıçak kes dersen keser,
Sendendir deli kışların ilkbahara dönüşmesi!
Üstü gül döşeli dağlar olsaydı
Penceremin ötesinde
Bu kadar aldırmazdım
Gönül kanatlarımı böylesine
Hüzünlerle dolu dolu
Kaldırmazdım
Ne üstten gök çöker
Ne yer yarılır
Şafağa bir anne çığlığı düşer
Elif selam yollar
Toprağı karanfil kokan dağlara
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!