Her Dağın Ayrı Bir Rüzgarı Vardır
Her dağın ayrı bir rüzgârı vardır, yüksekliğine alçaklığına göre ayrı karakterler taşır Her ırmağın ayrı bir akışı vardır…
Ve her varlık kendi şiirini söyler…
Gün ondokuz mayıs
Bir sevda sarmış Karadeniz’i
Dalgalar meneviş meneviş
Bir gemi görünmüş uzaktan
Yelkenleri şiş mi şiş
Rüzgarı Tanrı Dağı’ndan
----------------------------------------
BİR DERGİ:
GENÇ KARDELEN
Neden bunca dert ederim,
Neden bilmem bunca seni? !
Eksilmez artar kederim,
Kıskanır gül, gonca seni!
Açtın ömrümün güzünde,
Bana ellerini ver ana,
Öpeyim!
Bana ellerini ver!
Bizi böyle ayrı bırakmasın kader!
Bana böyle hüzün kusmasın gökyüzü,
Sıkıştırmasın yer!
İçtim seni içtim
Gümüş sağraklar dolusu seni
İçtim şaraptın
kımızdın
Kızılcık şerbeti oldun
Kızdın!
Fırçam bir sarı sazdan
Boyam kanım
Tuvalim tenim
Acılara adanmış yürekler çiziyorum!
Gökyüzü karanfil yakamozu
Şu korkut üreyim vururken tuğ tuğ
Menim duyulmaz mı bu seslenişim?
Boşa mı hay balam, boşa mı çığ çığ
Bayrağa sancağa heveslenişim?
Neçe gam çekerem dövran dolanır
Ömrümü bir sarnıç’a bağlıyorum,
Kahverengi
Yanıyorum içten içe
Ağlıyorum
Gözyaşlarım kahverengi!
Ben beni seninle tanımış iken
Gözlerin neden hep hüzünlü bakar?
Bütün umutları sel götürürken,
Yüreğimde bir çöl kavurur yakar!
Gurbetlere uçar gönül kuşlarım,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!