Somurtma artık ey sevgili!
biliyorsun sende yanlış yaptın.
Ve senin yenik düştüğün gururunla,
ben işte o yüzden barış yaptım...
Geride kaldım mesele değil.
Seversem eğer ölümüne,
sevmezsem bundan kime ne?
Başlayan hikaye burada bitiyor.
Vurma bana derdim zaten yetiyor.
Üç günlük dünya; geldi,geçti,gidiyor.
Ve bir de bakarsın!
yağlı ilmeğin arasından şöyle bir geriye...
hatırlarsın neler olmuş?
yaptığına pişman olmak bir yana,
kendini anlatamamaktan yakınırsın.
Suçluyum..!
Evet,kabul ediyorum.
Hiç olmadığım kadar samimiyet duyuyorum.
Ve bir an duruyorum,
inan bu halime ben de şaşıyorum.
Susmak zamanı değil Durmuş,kaleminle taşla,
-Sen benden büyüksün,önce sen başla.
-Biz dosta ne işle bağlıyız ne aşla,
biz dosta aşkla bağlıyız,aşkla.
Uçurumun taşıyım sevdanın yamacında ha düşecek.
Bir konferans gibi dudakların arasından
bir kaç cümleyle çıkacak
ve dönecek bu beden arkaya
ardında bıraktıklarına bakacak.
Yağan bu yağmurda neyin nesi?
neyin nesi bu güneşsiz günler?
-nerdeyim..!
söyleyin ey geceler!
söyleyin,susmayın be birader.
Bak acıda bizden tarafta.
Nereye gidiyor bu moloz gençlik?
Bizde bu yollardan geçtik.
Hem oruspuluk hem de piçlik.
yapıyorsan eğer tükürüğüme yazık!
Her akşam alemde karılı kızlı,
Ben nerdeyim?
Nerde söyle bileyim.
Yemyeşil bir orman mı?
Kızıl bir çöl mü diyeyim.
Yoksa akan nehir mi?
Uzandı kanadım,piri kemale erdi muradim.
Beyhûde yere giden bir can için yanarım.
Kurudu gözümde yaştan gayrı pınarım.
Ağladım, gülmedim bu cihanda cananım.
çok güzel şiirler çok beğendim
sayın Durmuş bey
geçmişten günümüze giresunlu şairler Antoloji adlı eserimizin son aşamasındayız. Eğer Giresunlu iseniz 1 adet resim,5 adet şiir, ile 5 satırırı geçmemek üzere zgeçmişinizi ([email protected])
adresine atarsanız. antolojide yer almış olursunuz.
Mustafa ...