Gittin.
Bir an rahatlayamadım,
Şöyle,
kendi vucuduma doya doya
dokunamadan
öldüm, heryerimle.
30 a kadar güzeldir rakamlar
yavrum,
bırak yuvanı yağmur götürecekmiş
toprak altından kayacakmış,
sonra
sızılar başlar
Eskiden kurban bayramlarında
komşular birbirine
kimi kol verirdi kimi bacak
Martılar kadar özgür bırakmakla,
Bu tanınmadığın diyarda
Çoktan mı yoksa
Yuttum zokayı
Baka baka...
Benim şiirlerim
Sereserpedir.
Gavur kokar anasını satayım
Sıcaktır
Ve sevecen
Ve sonuna kadar direngen
Ne kadar masumdular,
Özgürce uçuşuyorlardı
Yağmur çiseliyordu, Ocak sonu
500 W lık lamba ışığı çiçekleri aydınlatırdı,
Okuduğum kitabımı aydınlatarak düşüyor yağmur damlaları
yaprağa çarpan tek damla
As if, I could stand there and watch
them,
in front of the door,
leaning on the frame.
They,seemingly warm,
under the covers.
Bu aslında bilememek ne yazacağın
Çeviren sayfaları, elinin altında
Bir dünya haritası
Şu soğuk Ortaköy’ün kaygan gecesinde
Ve tam göbeğinde ülkenin
Ve sesler, o hiç dinmeyen evinim,
Belki de..
Değil mi ya
Dini imanı
Tanrıyı
Belki de insan değil,
Maymun red etti
Parmaklarım birer kukla
herhangi bir nalet sivri nokta,
kaslarım harekete gecıyordu.
Hayal ediyordum.
Parmaklarım hareket etmeye başlamıştı.
...... Cam kırığı ışık saçar, yakar.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!