İnce,uzun boyluydu komşumuz, Ramazan
Gün ışımadan,sırtında küfesi koyulurdu yollara,
Akşamları, uykuya hasret gözle dönerdi evine,
Tüttüğünde bacası,günü kurtarmış demekti.
Dokuz yaşındaydı,ramazanın oğlu,
Bir akvaryumdayız seninle,
Sen şu beyaz olanısın,
Bende kendini kıyıya vuran, sarı renklisi,
Çırpınıyoruz içinde,
Devirseler yere,öleceğiz
Hatta hiç görmeselerde....
Emredince enver paşa. topladılar
Evlerden,derneklerden,fabrika yollarından insanları.
Auschwitz'deki, zebanilere benzeyen öküzler
taşıdılar karayağız gençleri,ölüm hücrelerine.
Düşün Özlem
Kar yağıyordu şehre hiç durmadan.
Üşüyordun sen odada
Burnun kızarmıştı soğuk'dan
Yağan karın akşamını anımsa
Özlem.
YASADIŞI düşler kurmaktayim,
Sesinde buldugum tazelik,
Ugultular eşliginde,
Gömülmekte karanligima,
Yeşeren filizi,
Bebegin gözlerinden
Bir romanda'ki kahraman'dan
yaŞamdan,umuttan,sevdadan
Ah bilsen sevgili
ne mutlu etmekte beni
Sevgili; gözlerine görünen
Onca suret arasında yokum şimdilik.
Kapını çalacağım birgün,
Hayal ettiğin kendimle,
Kıyameti anlatıyor imam,
Diyorki;
’’üç gün doğmayacak güneş,
Ağır ağır ölecek insanlar’’
Orda lafa girmek istiyorum,
Azınlık ateist oluşumdan susuyorum.
Bir kadın, terk edebilir!
Erkek bu durumda ne yapar?
Biraz söver,hatta döver.
Eh birazda alkole vurur kendini,
İşte gitti kadın, ardına bakmadan.
Bugün oturdum
pencere kenarına
martı sesleri ilişdi kulağıma,
gökyüzü yeryüzünü kucaklıyordu.
Evlerine yol alan genç işçilerin,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!