Döne döne
Bırak ellerdeki kiri
Yürekteki hainliği
Gözdeki nefsi
Savur ne varsa
Hayat acımasızlığı öğretti
Ruhlar köreldi.
Öfkeler kusuldu, kinler kazandı
Sevgiden yana bir şey kalmadı.
*
Dünya iki renge boyandı
Uçurumları sildim bir defada...
Atılsam da
Kanatlanıp kondum bir toprağa
Tek tek yoldum tüylerimi
Bıraktım özgürlüğe
Kuşlar isyanda
Gülüşünüz saf ve kirlenmemişti
Bakışlarım düşmemişti henüz yüreğinize.
Uzun boylu, endamlı,
Kâmran gibi bir beydiniz vesselam
Bense Feride rolünde.
Zaman, mekân ve olaylar değişmişti
Kimi zaman umarsız çığlıklar doluşur yüreğime. Kanatırcasına çıkmaya çalışırlar. Susarlar; haykırırlar; bir kasırga misali sarıp yağmalarlar.
Anlamsız acılar yüklenir sırtıma. Düşmanının kim olduğunu bilmeden savaşan bir asker gibi kılıcımı bir sağa, bir sola sallarım. Yüzümden damlayan terler birer gözyaşı olup akar tenime. Acımın üstüne düşer tuzlar, tenim acır.
Kor alevler kasırgayla birleşip sarar ruhumu, sardıkça daha bir süratle sarsar. Düşen, ruhumun gözyaşları mı, yoksa ruhum mu? Kaybolan acılarım mı, ben miyim? Belleğimde gezinen alevler düşünme yetimi de yakıp küle çevirir.
Bardağın dolup taştığı anlar mı o zamanlar, yoksa bir ruhun yitirilişi mi? ..
Birikenler isyan edercesine çıkmak isterler yüreğimden. Birikenlerden mi kurtulmak isterim, kendimden mi, bilemem. Benden soyunup yeni bir ben olmak isterim belki. Kimbilir, belki dünyanın kiriyle kirlendiği için yıkanıp temizlenmek ister yüreğim.
Umarsız çığlıklar kanatırcasına çıkmak isterler yüreğimden. İşte o zaman kabuk değiştirir gibi çıkarıp atmak isterim yüreğimdeki kirlerle pasları. Her acı bir ateş damlası düşürür, her birikmiş gerçek bir diken gibi batar ruhuma. Ruhum acır.
Hüznü toplayıp toplayıp içtim bu gece
Adın, bir kez daha döküldü dudaklarımdan.
Sevdadan bir dem doldu yüreğime
Amansız bir aşka düştüm delice
Neydi? Nasıldı? Ne oldu yüreğime?
*
Kelimeler dökülürken portakal kokulu dudaklarından
Onu dinliyorum.
Dudaklarından içeriye girip
Damarlardan kalbine ulaşıyorum.
Nasıl olur, diyorum
Yüzyıllar önce fethedilmiş bu adada
Geçti ve gitti
Önümden
Yavaşça ve haykırarak:
'Gidiyorum, bu son durak! '
Ve ben
Sevda nedir bilmedim,
Ağlamadım hiç umutsuzca, hıçkıra hıçkıra.
Gönlüm kanamadı durmadan,
Aramadım ilacını geceler boyu.
Hasretlikle yanmadı, kanamadı hiç yüreğim
slm dervişe beni tanıdın mı ben Kütahyadan Mustafa Tuğrul Koşar seni çok aradım ama ulaşamadım yeniden başlayacak dostluğumuza seni tekrar arıycam sende bana mail at [email protected] bir tane şiir kitabı çıkardım ikincisi çıkacak antolojiden şiirlerime bakabilirsin şimdilik hoşcakal ...