Hüzün kokan bir çiçek buldum bugün,
Gönlüm elvermedi,
uzanıp aldım yerden.
Besbelli taze koparılmıştı dalından
Sırtında hüznü,
sürüklenmişti buralara kadar.
Hüzün, sahile vurmuş deniz kabuğu
İçi boş yüreklerin yansıması bu
Güzel olsa da gözler önünde
Hayat bulamaz onun içinde.
*
Başıboş bir rüzgar dersiniz
Dünya bir handır ki büyük,
Her insan buradan geçer de gider.
Kimi farkındadır, kimi değil,
Gelir ve beklemez, göçer de gider.
Bir kuşun kanadındadır özgürlük
Bir namlunun ucundan kaçar gider aniden
Kimi zaman yaralanır bir kuşatma sırasında
Bir uçağın radarına yakalanıp
Yerle bir olur kimi zaman da...
Yâr seçkisi önünde parçanı kes
Aşk dilimi bulanan özüne sür.
Dünyadaki beden çiçeğinde es
Tenden kalan kızıl saçlı ölümdür.
Dudak kalbe varırken başlar ya ses
Bir kış sabahı açarken gözlerimi sabaha
Güzel yüreğimle gülümsedim anama
Anam sımsıcak kollarıyla sardı beni
Kardeşlerim bir başka baktı yüzüme
Kış sabahıydı, dışarısı soğuktu
Gözlerin,
Ateşe yaslanmış yangın yeri...
Aşk alevleri uçuşuyor bakışlarında.
Yanık izleri hiç bu denli kışkırtıcı olmamıştı.
Kilitlenip açılmamak istiyorum parmaklarında,
An’a yapışıp kalmak fütursuzca.
Belirsizlikler arasında yürümeye çalışırken
İçimi okşayan, karıştıran, tutuşturan bir ses
Rengi ne? Kokusu nasıl? Yüreği hangi rüyadan?
Yorgunum, uzatır mısın usulca omzunu?
Uzanıp başımı yaslamamı ister misin?
Dumanı siyah değil, bulut rengi, gök rengi
Şarabın ağırlığıdır renk
Dudak, tendeki kızıl emeklemelerde
Bilinmeli, koşmaktır gerçek aşk
Teni aşan seyirde...
Rüya, ney-vari duraklarda
slm dervişe beni tanıdın mı ben Kütahyadan Mustafa Tuğrul Koşar seni çok aradım ama ulaşamadım yeniden başlayacak dostluğumuza seni tekrar arıycam sende bana mail at [email protected] bir tane şiir kitabı çıkardım ikincisi çıkacak antolojiden şiirlerime bakabilirsin şimdilik hoşcakal ...