Bir güneş doğuyor aklıma,
En yumuşak kışbaharlarında
Bana yaşama sevincini veren,
Coşkuyla.
Kara bir bulut giriyor bir an sonra,
Bir şeylerden bahsetmek gerektiğini söyledi
Yaklaşık üç saattir bir şeylerden bahseden / bahseden.
Farkı bir şey mi söylecek bu insan ?
Bir şans ver
Ve yine aynı olsun.
Sohbet için uçuşan kelimelerin ve sarı loş ışıkların parıltısında
Ekvator çizgisi değişsin, kaysın!
Kuzeyin ve güneyin birbirlerine kafa tuttuğu;
Dar bir elipste dönüp duran yumuşak şarkılarla birlikte.
İstanbul'da sonbahar değil, kış !
Boşlukta sallanan adamı okumuştum
Bir keresinde sallanırken boşlukta ben de
Etraf sarıydı, öyle hatırlıyorum
Sessizdi ortalık.
Karanlıkta görmeye çalışmak faydasız bu kez
Buğultuların arasında,
Minarelerle dolu bir yolculuk
Herkesin kendisini yine önemli hissettiği bir odada
Sarsak tempoda sıkıcı düşünceler
Mavi gökleri beyaza bulamış
Kaygan resim fırçasının yumuşak darbeleriyle
Serbest bir çalışma gibi,
Her yere gözleri kapalı, rahatta
Doğa - yüce ana !
Sadece meraklıların ve yerlilerin
Genciz ikinci yarımızda, tahinli gri masalarda
Güzeliz ilk yarımızda olduğu gibi aynı zamanda
Ortaçgillerden devam edecek gece
Neredeyse uykusuz ve başağrısı bir sabah
Henüz yastığa varmadan.
Bir çeneyi etraflıca düşünemez herkes
Sivriliğini, yuvarlaklığını
Başladığı gibi mi bitiyor
Yoksa daha doğarken çarpışmalarla mı çizilmiş resmi
Tanıtabilir bir insanı, daha hikayesini anlatmadan
Şöyle bir görüntüsü var gözümün önünde
Deniz kızının,
Zarif boynuyla, incecik bir buz tabakasının üzerinde,
Kıvrılıyor değil sanki,
Gökyüzünde salınıyor ak güvercin gibi.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!