Bazı teli altın bazı kestane
Dökmüş saçlarını savurur gider
Yüzüne bakınca oldum mestane
Ok gibi bakışları vurur gider
Parlaktır yüzün güneşin bir tayı
Tatlı sözün şirin dilin
Yalanmış nedem yalanmış
Sevecen tavırın halin
Yalanmış nedem yalanmış
Gözündeki parıltılar
Melek kalır yanında Yezid Mervan
Yezidlerden bile zalimsin nazlım
İşkence edersin canıma her an
İçlerimi yakan çölümsün nazlım
Saçları ateş misali dökülür
Yalnız kaldım kalabalıkta
Ne dostum var ne arkadaş
Fayda yokmuş insanlıkta
İki gözüm de huruşan yaş
Çağırırım dostlar gelmez
Gün 29 Temmuz yıl yirmi bir
Bugün bizdeki perişan hâl oldu
Bilmem böylesi ahvale ne denir
Boğazlar tıkandı diller lal oldu
Yangınlar çıktı yurdun dört yanında
Alev almış birer sarmaşık saçı
Sarı zülüfleri savurur Yaren
Göğün valisi Güneş'in yoldaşı
Şavkıyla dünyamı kavurur Yaren
Hemi akıllıdır hemi de kibar
Üç yol konuşmakla yar mı sevilir
Ömrümde yüzünü görmedim bir kez
Ne memleketi ne yurdu bilinir
Sanırım cennetlerden geldi bu kız
Mest etti birikimi bilgileri
Sevdiğim benden umudu kestin mi
Sana ömrünü vermiş bana yazık
Hayal olup sırra kadem bastın mı
Seninle geçen onca güne yazık
Nerelerdesin de ne hallerdesin
Bir güzel methetsem şirindir dili
Yeri yurdu dünyalar değil göktür
Derin bakışıyla mest eder beni
O mah yüzünde güzelliği çoktur
Soyu melek mi peri mi bilinmez
Mermi bakışlar hep kalbime değer
Cennetten yeryüzüne düşmüş Tuğçe
Güneş yere inmiş sanmıştım meğer
Gökte yıldızlarla konuşmuş Tuğçe
Uzun yollar biter mi gide gide
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!