Al yanakta dizili zümrüt benler
Sanki durmuş bana selam ediyor
Sevenin halinden sevenler anlar
Yediğim lokmayı haram ediyor
Bakışların görür eder kör gözü
Felek, zalime armağan bahşeden
Mazluma dert veren sen değil misin
Dalına baykuş konmuş bir bahçeden
Goncagüller deren sen değil misin
Derdim bir değildir çıkmış elliye
Dere Sinem, tepe Sinem, taş Sinem
İçlerimi yakan bu ataş Sinem
Gözlerimden akan kanla yaş Sinem
Senden başka bir şey görmek ne mümkün
Ettiğim bu figanla feryat Sinem
Ne aksakal ne de bir pir
Seni gördüm ben rüyamda
Ne pırlanta ne de safir
Seni gördüm ben rüyamda
Ne başarı ne de servet
Ölümler bile sensizlikten yeğdir
Ben bir bahçıvanım, hasretin bağdır
Başıma gelmiş en harika şeydir
Seni sevmek ve senin beni sevmen
Sensiz kalan yürek yavaşça çürür
Dedim yüzün inci gibi parlıyor
Sordum seher yıldızı dedi ülger
Kömür atıp ateşimi harlıyor
Durmam dedi isterse yalvar yakar
Bu güzelin zulümleri çoğumuş
Bulamam hiç sana diyecek sözü
Kaldı dillerim ortada lal gibi
Çok iyi kıvırdın sevda dansözü
Salsa tango gibi oryantal gibi
Garip yüreğime oldun tüfeyli
Sevda denizinde oldum Atlantis
Battım en dibine kadar bu aşkın
Sen bir usta ol ben de bir aprantis
Öğreneyim aşkını şaşkın şaşkın
Bilmem nerededir yerlerin yurdun
Aşk fosiliyim sevda harabatı
Enkazımı kaldıran hiç olmadı
Gönül anlayamaz bu garabeti
Hiçbir şey bunun kadar güç olmadı
Düşüş durmuyor, yok bir dal tutacak
Çorum ellerinde ömrüm tükenir
Her şey bir nefese bakar sinemde
Yaralı bedenim kanla yıkanır
Al kanım sel olmuş akar sinemde
Aşk bir derya bazen coşar kudurur
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!