yüreğim hey...
kırk tas acı suyla yıkadığım
kırk ikindilerde
hey..delişmen canım
göğüs kafesimde çırpınıp duran
tan ağaradurdu bak
yeter ki
bir işaretin olsun
veya,
üstü örtülü bir davet
kaçamak bir bakışın bile
baştan çıkarır beni
yüzünü buruşturmuş,
pencere pervazına yaslanmış anı
eskitilmiş zamanın,
korkuluğuna tünemiş güz
sessizlik olabildiğince karanlık
yeşili tükenmiş,
Kayık tabaklar çiziyor pastellerim,
Fırtınalı sularına
Lülesi akıyor grimsi bulutların,
İp eğirirken ağlayan kadınlar
İçimi döküyor yer çekimleri
Bütün ağaçlar dar/alıyor,
İkimizi koysunlar,
aynı saatin kadranına
ben yel/kovan
sen akrep
saat başı,
birbirimizin üzerinde öyle
sensiz olamıyorum,
.........kabullenemem
o yol zor,
o yol yokuş
h/içleniş....
soğuk yüzü gerçeğin
her gece,
senle ben arası
iki gül bıraksam
kapının önüne
iki kelime dudaklarına
adımı iliştirip
göz kırpımı kadar
bir zamanı ver
beceriksiz yüreğime
dinle,
deniz kabuklarına sakladığım sesi
göz kırpımı
Hiç bir şey olmamış gibi yapalım İsmail
Sen yalnız bir tabak koy,
Cam kenarı masaya her zamanki
Az roka salata zeytinyağı bol
Kavun,peynir
Fava ve pilaki
yüzü yakamozken sevdanın
aynı sularla buluştu
balıkçıyla deniz kızı
yaşanır sandılar imkansızı
köpüren dalgaydı yürekleri
düş akıntısında
Antolojide şiir denince aklıma ilk gelen Sayın Demir Mutlugil'dir... Sözcüklere yüklediği derin anlamlar, sözcük oyunları, aslına zarar vermeden sözcükleri eğip bükmesi, tıpkı bir sözcük sihirbazı gibi... Anlatım, tema, dil mükemmelliği ve yaratma... Sözün özü tek keliömeyle yaratı dolu şiirler... Ş ...
tek kelimeyle şiirler mükemmel, çok etkilendim.
son yıllarda okuduğum en iyi şiirler..........