ben de inanmamıştım ki zaten,
inanmak istemiştim sadece…
bağışlasın beni hatıralar ya da bağışlamasın,
fark etmez…
ve unutmamalısın arkadaşım;
‘’Bakamazsın öyle işte yüzüme,
çünkü; bakması için insanın bir yüzü olmalı önce…’’
Gururdu.
İhtirastı.
İhanetti.
Sen istersen kış gibi bak, bana.
Ben yaz oluveririm birden, tüm sıcaklığımla sana.
Sen istersen intihar gibi bak, bana.
Ben bileklerimi önüne sererim, korkusuzca.
Ama lütfen! Aşk gibi bakma, bana.
Bir daha inanmam ben, o kanlı masala...
Kasım’da aşk başkadır yalanlarıyla,
Kim bilir kaç kişi yine şehvet kokan dudaklara,
Seni seviyorum ya da sensiz yaşayamıyorum dedi!
Bazı hormonlarının tavan yapması dolayısıyla…
Aynı telefondan, farklı telefonlara,
daha demin ben resimlerine falan bakmak istemedim,
elim telefona da uzanmadı,
mesaj atmak aklımın ucundan bile geçmedi,
şarkılarla aram zaten yok epey zamandır,
duygulanmadım,
ve hiç hüzünlenmedim..
Flu bir ölümü gerdanlık yapıp,
taktım boynuma.
Takıydı ölüm,
takılı kaldı boynumda….
Şizofrenik bir şâirin şiirindeki uyumsuzluk kadar uzağım sana..
Gel yine...
Otururuz evde.
Bir şeyler yeriz canımız isterse..
Birkaç kadeh de yıllanmamış şarap yudumlarız gerekirse.
onlar iyi adamları sevmezler, onlar iyi kadınlara hep küfrederler…
bazı şiirler insanın zoruna gider,
bazı şiirler kalbine değer..
şöyle ki..
kilolarca makyajı yüzüne sürüp, o estetikçi bu estetikçi gezip,
güzelliğinizi neye borçlusunuz sorusuna hep düzenli beslenme cevabını verip,
‘’Notre Dame de Paris…’’ *
Merhaba…
Ben geldim Esmeralda.
Tekrar tekrar merhaba sana, esmer kadın.
Sana geldim.
Selam Esmeralda…
Biraz dertleşelim ister misin?
Hem uzun zaman oldu görüşmeyeli…
Nasılsın diye bir soru sormayacağım sana.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!