Sevdim seni,
Neşeyle tebessüm etti bu halk.
Duydum kalbini,
Yoksulluk utandı verdiği tüm acılardan.
Gördüm sesini,
Konuşmayı sökmüş bir yaşama atandı çocuklar...
Azad ettim kölesi olduğum bütün duyguları,
En başta bu keder, bu hüzün,
Ve idam hükmü verdim söylenmemiş tüm sözlere...
Yenilgiler tufan oldu çığ gibi düştü üstüme,
İlk defa yandı böylesine kelimeler,
İlk defa sönmedi,
Yıl 2014,
İMKB meclisin de eski dostlarım...
Her biri yaldız işlemeli kalpleriyle hasbihal içindeler.
Okul kapısında beklerdik onları,
Henüz tıraşı uzamamış gençlerdik biz.
Güven vardı o koca dünyada,
İntikam alacağım sitâre,
Bana bu mavi göğü karanlık eden herkesten cümlelerle intikam alacağım.
Bir kitap olacağım ve sevgisizlere sevginin ne olduğunu anlatacağım.
Umut olacağım sitâre,
İyilere aşkla dokunacağım.
Bir kuş olup kırılan tüm sevdalılara uçmayı öğreteceğim...
Eğer bir gün rastlarsak İstanbul'un en mavi yerinde,
Bana yine sevdadan bahset,
Öyle hüzünle aşikar etme içini,
Meramını söyle,
Göğe bakarken sevginin nasıl bahtiyar olduğunu söyle,
Sonbahar olma sevdiğim,
Gözlerine umut veren gökyüzünün,
Allı çiçeğin,
Yeşilin,
Masmavi akan denizin kıymetini bil.
Oturduğun çimenin,
Yürüdüğün sokakların,
Tüm umutlarımı alıp gidesim var.
Buruşmuş yalanlardan, değişen insanlardan kurtulasım var.
Varılmayacak yollara çıkasım var.
Menekşeleri kurutan, sevgiyi karartan insanlardan kurtulasım var.
Ağaçlar şen şakrak bugün,
Mavi kuşlar uçuyor üstümüzden,
Bir sevda busesi konuyor şehre,
İstanbul neşeli çocuklar gibi,
Çiçekli şarkılar söyleniyor,
Her el de turkuaz renkli uçurtmalar,
Şehir de tek başına yürürdü,
Kimsesi yoktu, sevgi vardı yüreğinde,
Masum bakardı, çok konuşmazdı,
Mor renkli yağmurlar aldı onu.
Birine sevdi, henüz gencecikti,
Zararını kim öder bu acının?
Bu kırıkların, bu kayıpların...
Dizeler koydum dünyaya,
Toroslardan göğe uzandı duymadınız.
Şimdi zararını kim öder geçen zamanın?
Sakalı kirli, kalbi yorgun şiirler yazdım.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!